Tahsilat!

Transferler şampiyonluk terapisi yerine geçiyor ya, bana soruyorlar; "Bu sezon kim şampiyon olur?" "Yapılan sükseli transferlerle şampiyonluk garantisi verilemez!" diyorum.
Van Persie ve Nani gibi iki dünya yıldızının Fenerbahçe'ye geldiği sezonu hatırlatıyorum.
İlikle düğme birbirine uymazsa harcanan parayla kalınır.
Üstelik bazı starlar da kulüplerin başına bela kesilir.
Transfer tahsilatlarının o berbat filmini birlikte izlemedik mi? *** O yüzden çok para harcamak mutlak başarı gerçeğinin temeli değildir.
Gençleri yok saymakla harcanan paraları çok saymak arasında berbat bir döküm olabilir.
Yıllardır menajer-başkanfutbolcu arasındaki şeytan üçgeninden kalanları izliyoruz.
Transferin kalbini kırmak haddimize değil ama biz buna "intihar" diyoruz!
Yapılan yanlışların banka kapılarına taşınmasını da delil olarak gösteriyoruz! *** Hafızamızı arada bir yeniliyoruz.
70'li yıllarda Galatasaray'ın başına İngiliz Brian Birch gelmişti.
Öyle büyük transferler yapmadı.
Genç takımdan 18 yaşındaki Bülent Ünder'i takıma monte etti.
Bülent Ünder'in sadeliği ve tek top anlayışıyla Galatasaray'ın üç yıl üst üste şampiyon olmasının temellerini attı.
O yüzden "başarının adı cesarettir para değil" diyoruz. *** Eljif Elmas'ın 16 milyon euro'ya Napoli'ye transfer olmasının bir gururu var elbet.
Peki, sattıklarımızla duyduğumuz gurura karşılık çuvalla paramızı alan yabancıların utancını neden dışa vurmuyoruz?
Bir kazanıyor 10 kaybediyoruz.
Demek ki yabancıları transfer ederken iyi araştırmıyoruz, yankesicilikle eşdeğer menajerlerin oyunlarına geliyor, onları baştacı edenleri seyrediyoruz.
Talih oyunlarına meraklı olduğumuz içindir ki başımıza gelen güzel şeylere baht diyoruz kötü şeylere kör talih.
Kazanınca kahraman kaybedince figüran!
Nasılsa kulüp başkanlarının paralı askerleri çok.
Konuşma balonlarını dolduranlar boşları da dolduruyorlar! *** O yüzden bekleyip göreceğiz!
Birinci perdede ışıklar açılacak, seyirciler yerini alacak.
Ama filmin başını izleyip karar vermek yerine sonunu beklemek en mantıklı gerçeğimiz.
Yoksa transferlere bakıp şimdiden meydanlara dev ekran koymanın bir anlamı yok.
Sonuç olarak; transfer bir güç gösterisi sayılsa da o gücün tahsili için yürek gerekir.
Formanın içine giren futbolcu yüreği!
Yöneticilikte adam yüreği!
O yüzden filmin son perdesindeki alkışlar için şimdiden rezervasyon yaptırmanın da alemi yok.
Düşleri fırçalamanın da! ***

Not: Herkes futbolcu transferlerini konuşuyor ama bu ülkede hakemlerin de transfer edilebileceği gerçeğini kimse yok saymasın.
Çünkü bazı hakemler maşası oldu düzenin, bazıları korkaklığın kaşesi!
Şu köşe eyyam köşesi bu köşe kirli düdük köşesi!
Elbette her maça hakem lazım ama bazı hakemlerin Türk futbolundan elini eteğini çekmesi lazım.
Kirli bir tencereye uymak için yuvarlanan kapakları hiçbir su paklamaz çünkü!