Heykel!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 23 Mayıs 2019, 23:54:21, Güncelleme: 24 Mayıs 2019, 08:00:20
Futbol çocukların baş tacı olmalıydı korku tüneli değil.
Futbol alın teri olmalıydı haram tellallığı değil!
Sportmenliğin ve zarafetin değersiz sayıldığı bir ülkede, bizler için "adam gibi adam" dediğimiz değerli insanlar var.
Ünal Karaman gibi, Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Aykut Kocaman gibi.
Ve sportmen ruhunu asla yitirmeyen, hala görevini insan olmanın bilinciyle yapan nice kulübün zarif teknik direktörleri gibi.
Onlar gönül insanları.
Onlar çocuklarımızın yarınlarına ışık tutan bizim insanlarımız!
Kazanırken de kaybederken de kendilerini kaybetmeyen!
Benim için sezonun en başarılı teknik direktörü Ünal Karaman'dır.
Pırıl pırıl gençlerle takım nasıl kurulur, saha kenarında adam gibi nasıl durulur herkese gösterdi.
Ünal Karaman'ın Trabzon'daki sihirli yolculuğuna şapka çıkarıyor, "futbolumuzun böyle adamlara ihtiyacı olduğunu" haykırıyorum.
Efendiliğine, bilgisine ve yaratıcılığına mahsuben; "yıldızlar sadece gökyüzünde aranmaz" diyorum.
Trabzonspor'un bu sezon çalınan puanlarından şampiyon çıkar mıydı?
Çıkardı elbet!
Ne hakemler gördük meslek namusunu bir düdükle silip attı.
Trabzonspor belki de şampiyonluk kapısının açılacağı maçlarda açıkça katledildi de Ünal Karaman bu hakem kalleşliklerini bile zarif biçimde yorumladı.
"Adamlığın heykelini" diktirdi yüreklere.
Ünal Karaman'ın haramla işi yoktur zaten hakkı olmayanı kabul etmez.
Kullandığı cümleler karanfillidir, dilinde zerre kadar sövgü yoktur.
Ünal Karaman'ın medyası da yoktur, Trabzon medyasının yürekli adamları ona yeter.
Ünal Karaman tozlu topraklı yolları da bilir, kırkikindi yağmurlarını da tanır. Kar eritir pekmezde kan kusup "şerbet içtim" der.
Annelerin ayaklarına serer ömrünü seccade gibi, her birini ellerinden öper.
Ünal Karaman'ın başarısına, zarafetine ve adamlığına sadece Trabzon şehri değil, ülkenin bütün şehirleri saygı duymuş ve ayağa kalkmıştır.
Gönüllere heykel böyle dikilir!
Yoksa bir torba çimento, biraz kum biraz mermer tozu ve bir heykeltıraş!
Al sana heykel!
Ama yürek yoksa ne fayda!
Bu haksız ve tarafgir medyada Abdullah Avcı'nın başarısızlığından söz edenler var. Abdullah Avcı 2500 kişilik taraftarla kurduğu futbol sistemiyle devrim yaptı.
Bütün büyüklere galibiyet üstünlüğü sağladı. O yüzden sistem tarafından "vurulması gereken adam" olarak hedef gösterildi.
Ve takımına kumpas kurulacak kadar tehlikeli sayıldı. Neredeyse bütün ülke Başakşehir'i şampiyon yapmamak için ayağa kalktı.
Abdullah Avcı bu hakemlere bu medyaya ve bu karanlık güçlere rağmen büyük iş başardı.
Bunun adı ruh şampiyonluğudur!
Hayattan bir teselli aradığımızda futbolun siyah beyaz yıllarındaki asaletine bakıyoruz. Biz o resimlere gözümüz gibi baktık çünkü.
O asil yılların bugünkü temsilcileri Ünal Karaman, Şenol Güneş, Abdullah Avcı ve Aykut Kocaman'a yakından bakıyor ve her birini "tırnak içine" alıyoruz.
O yüzden bugünlerin zarafet bilmeyen, asaletin kıyısından geçmeyen insanlarını işaret ederken, geleceğin yarattığı korku geçmişin izlerini silmesin diyedir.
Çünkü bizlerin hayalinde futbol bir sanat dalı hala!
O yüzden yüreklerimize güzel insanların heykelini dikiyoruz.