Hüsran sokağı!
Ajax'ı imrenerek izlerken, Tottenham'ın geri dönüşüne şapka çıkarırken, Liverpool'a hayranlıkla bakarken saha içindeki futbolcu kimliklerine de bakın.
Hangisinde kendisini yere atarak hakemden medet uman sahtekarlığı görebilirsiniz?
Hangisinde hakemin üzerine yürüyen edepsiz duruş vardır?
Hangi takımın yedek kulübesi hakemlerin üzerine yürüyor?
19 yaşında bir takım kaptanını sahaya sürebilecek yürekli bir teknik adama sahip olacak mıyız?
Kulüp başkanlarının konuşma zarafetine zorunlu olduklarını anlamaları için kaç yıla ihtiyacımız var?
Maçların masada değil sahada kazanıldığını ne zaman göstereceğiz çocuklarımıza?
Hepimiz biliyoruz ki futbol kültürümüz hadım edildi.
Kabadayı kültürü inşa edildi.
Ne acıdır ki kumaşımız bu!
Hayatın fısıldadığı sırlar bile duyulmuyor artık, para sesinin yanında!
Sevgi ve saygı ıskartaya ayrılmamıştı daha, tribünler bölünmemişti.
Çocuktuk, sokaklarda vesikalık fotoğraf çekerlerdi.
Fotoğrafçının karşısında küçük bir tabureye oturup dudaklarımızı kapatıp susardık.
Flaş patlayınca siyah örtünün altından kuş çıkacağını zannederdik.
Biz çıkardık.
O kara fotoğrafın içinden tertemiz çıkardık.
O yüzden teknolojiyi de sevmeyiz el etek öpenleri de.
Bizler düş sokağı sakinleri.
Hala yollara gönül kırıntıları serpen yürekli insanları alkışlarız.
Sportmen insanların kalbine ferahlık katarız biraz.
Hala mektuplar yazarız tweet atmak yerine.
Hala Yeşilçam filmlerinde ağlarız.
Kanadı kırık da olsa meleklerin ninnilerini dinleriz, maç sonundaki inleyen nağmeleri değil.
Alt tarafı futboldur üst tarafı insanlık.
Yüreğimizi avuçlarımıza alırız da gerektiğinde tek başına kalırız!
Bizler düş sokağı sakinleri.
Onurlu insanların yanında yürümekten büyük keyif alırız.
Kayıp ilanları veririz kaybolan vicdanlar için.
Hakemler de korkarmış, korkmasınlar.
"Allah herkese meslek onuru nasip etsin" deriz!
Hakemlerin belirlediği hiçbir sonuca saygı duymadığımızı beyan ederiz.
Zoru severiz, kıran kırana mücadeleyi.
Düşmemek için ağacına kafa tutan yaprakları.
Bizler kış sokağı sakinleri.
Karda bile yol açmak için kurarız cümlelerimizi.
Zarafetin nice şampiyonluklara bedel olduğu o asil zamanları.
Futbolculuk ve adamlık konulu sergileri.
Bütün ihtişamıyla ayakta duran insanlığı, eğilmeyen başları.
Farklı takımlarda olsa bile birbirine can veren arkadaşları.
İnsana onur katan o mistik sabrı ve ülke bütünlüğünü.
Ne kadar özlesek de "bunların hepsi eskidendi" deriz.
Bizler hüsran sokağı sakinleri.
Kaybettiklerimizi bir daha kazanamayacağımızı biliriz!
O yüzden kahrederiz!
Pırıl pırıl gençlerimizi pahalı yabancılar denizinde harcadığımız için.
Çocuklarımızı kurtlar sofrasına yem ettirdiğimiz için.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.