Tebessüm!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 22 Mart 2019, 01:32:45, Güncelleme: 22 Mart 2019, 08:00:27
Babasının elinden tuttuğu küçük kız çocuğu yolda yürürken hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen telefonuna uzandı teşekkür konulu bir mesaj yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.
Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu, baharı hissetti yüreğinde. Akşam eve giderken aldığı bahşişin bir kısmını her zaman köşe başında oturan yoksul adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle minnettar oldu ki başını kaldırıp uzak kıyılara baktı, ışık topladı yakamozlardan. İki gündür boğazından lokma geçmemişti, karnını ilk defa doyurduktan sonra ıslık çalarak bodrum katındaki tek odalı evinin yolunu tuttu. Yolda saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce kucağına alıverdi. "Bu gece senin meleğin benim" dedi, çocuğunu yemeğe çağıran anne gibi köpek yavrusunu evine taşıdı.
Küçük köpek soğuktan kurtulduğu için sıcak odada koşuşturup durdu. Sabaha karşı apartmanı dumanlar sardı bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki önce yoksul adam uyandı sonra bütün apartman. Anneler babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp ölümden kurtardılar. Bütün bunların hepsi üç kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu. O küçük kızın tebessümüyle yayılan güzelliklerin.
Futbolda en çok aradığımız gerçektir tebessüm. Analara bu kadar sövülen bir ülkede tebessüm kimin umurunda! Her şeyi kitabına uyduranların bol olduğu bir düzende, adamlığı tanımlamak zor görülen bir şey artık. Gülümsemek de; futbol dünyasında hor görülen bir şey.
Bizler hala siyah beyaz Yeşilçam filmlerinde buluyoruz masumiyeti. Geçmiş yılların fotokopisini dağıtıyoruz şimdiki zaman renklerinden utanır diye. Bizler düş sokağı sakinleri. Bizim kader ağlarımız Mithatpaşa Stadyumu'nun kalelerinden örülmüştür.
Kulüp başkanlarına başını eğerek konuşan futbolcular kalmadı artık. Saygı duyulmayan başkanlar da çoğaldı artık. Futbolun etik kurallarının dışında insani kurallar da var ama kimsenin umurunda değil. Futbol toplumu da kendini akıntıya bıraktı, batan geminin mallarının derdine düşüp. Şimdi herkes kendisine şöhretli bir son arıyor onurlu bir başlangıç yapmak yerine. Bizler kış sokağı sakinleri. Gönlümüzde zalimliğin defterleri dürülmüştür.
Geçmiş zamanların asaletine ve böyle tebessümlere alışmış futbol izleyicileri şimdi kopuk bir düğme gibi duruyor köşelerde. Onların sistemden kuşkulanan yanını onarmak kolay değil. Hala mektuplar yazıyoruz, şişenin içinde açık denizlerde birileri bulur diye. Çocuklarımızın geleceği için kullanıyoruz cümlelerimizi. Bizler aşk sokağı sakinleri. Çocukların her tebessümü görülmüştür.