Gençler adına
Fenerbahçe'nin Feyenoord'la yaptığı hazırlık maçı sonrasında yorumlara baktım. Gençlik cinayetine.
"Aslar coşturdu gençler üzdü!" Hazırlık maçlarının amacı nedir?
Cocu gibi gençliğe cesaret verecek biri takımın başındayken.
Transferde zorunlu da olsa gençliğe yatırım yapılan bir sezonun başlangıcındayken, o çocukları bir hazırlık maçında "suçlu gibi" göstermekle ne kazanır insanlar?
Usta futbol yorumculuğunu mu?
Gençleri kazanmak için bir şeyleri kaybetmeyi göze almak gerekmiyor mu?
Şimdiden gençlikleri çalınmasın.
"Paslanmış oltalarla" balık tutmak ustalığına soyunanlar için deniz bitti.
As dedikleri adamlar bir sezonda tam üç kere Akhisar'a mağlup oldular. Hatırlatırım!
Hem ekonomik hem enerjik!
Gençlikle kurulan bağlar futbolu da güzelleştirir, tribünleri de.
Ben topu rakip alana taşımak uğruna hata yapan bir genci, geçen sezonun geri vitesi Mehmet Topal'a tercih ederim.
Geçen sezon birkaç maç dışında kendisine güvenilmeyen Eljif'in bu sezon ligin en özel oyuncularından biri olacağını beyan ederim.
Ve cesaret Fenerbahçe'de ayakta olduğu sürece, tribünlerin gençlere her biçimde sahip çıkacağına da kuşkum yok.
Bu toprakların gördüğü en büyük ruhsuzu yan gelip yatarak trilyonlar kazanan bir asalağı alkışlamanın tercümesi.
"Sen bizi aptal yerine koyacak kadar küçük adamsın!
Bizler seni hala alkışlayacak kadar asiliz!" Yuhalayanlara gelince.
Onun tercümesi de belli.
"İsyan edenlerin direnci yüksek olur!" Maçtan sonra Fenerbahçeli bir arkadaşım bana sordu.
"Sen olsan ne yapardın?" Cevap şıkkım tek.
"Kesinlikle yuhalardım!" Van Persie nezdinde ona iki yıl boyunca yatak serenleri de.
"Kazanınca Almanım kaybedince göçmen!" Artık bütün Avrupa'da ırkçılığın önü açık.
Almanya genlerindeki tohumları kurutmayı ancak bu kadar başarabiliyor demek ki!
Yıllardır kabadayı çiçeklerini sulayan futbolumuzda bir şampiyonluk uğruna neler kaybettik neler desem.
Açım susam açıl demekle, kapıları alın teriyle açabilecek güce erişmek arasındaki farkı anlamamız ve Şenol Güneş gibilerine Fatih Terim'den daha çok değer vermeyi öğrenmemiz gerektiğini söylesem.
Bırakın Dünya Üçüncüsü olmak, bir daha Dünya Kupası'na katılmak için ülke sayısının artmasından başka çıkar yolumuz yok mu diye isyan etsem.
Abdullah Avcı gibilerini milli takımın gönderine çekmenin zamanını işaret etsem.
VAR sisteminin futbolun yeni cinayet aleti olduğunu haykırsam ve noktayı koysam.
Her hakem cinayeti insanlığın ölümüdür, kanlı bir tüccarın düğünü.
Hem Dünya Kupası'nda.
Hem bizim ligimizde.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.