Fenerbahçe’de Akıl Oyunları (2)
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 06 Ocak 2017, 02:57:51
Emenike'nin üzerinde biriken tozlar silindiğinde, altından çıkan gerçek yine netti.
"Formasını yere atan adamdan ne beklenir ki!" Üçüncü kez eve alınan adamın bir kez daha iç huzura falçata attığını gördük. Yakında bir katilin günlüklerini de okuruz merak etmeyin.
Kendisini Fenerbahçe'ye yakıştıramayan adamı Fenerbahçeli yapmak için çırpınan yöneticilerin gururu olarak!
***
Sonra Lens'i bulduk, yılın transferini. Bir yanı yetenekle emeğin pek aşina olmadığımız harika uyumu içindeydi, öte yanı kontrol altına alınmayan bindirmelerde.
Keşfedilmek için Fenerbahçe'yi seçmiş bir element sanki.
Fenerbahçe ilk yarıda hiçbir futbolcuyla Lens kadar "başkalaşmadı!" Onun arkadaşlarını omuzlarından tutup silkeleyen haliyle, başlangıcın devamında daha göstereceği çok şey var. İkinci yarı Lens'i beklerken, Fenerbahçeli çocukların gözleri Lens'in formasında.
Tribünleri yeniden ateşleyecek olan işaret fişeği de onun ayaklarında.
***
Takıma hayat bağı olmak başka, ayak bağı olmak başka.
Yılda 5.7 milyon euro alan van Persie'nin Fenerbahçe'yi kendine yakın bulmadığı ortadayken, kendisinden fazla medet umulmasın.
Van Persie'nin transfer piyasası da söndü, gönül piyasası da.
Futbol; çalışmayana ne zaman ödül vermiş ki.
Eğer ilk yarının sonunda verilmesi gereken ödül varsa, estetik goller sergisindeki özel ressam Sow'a verilsin. Orta alanda bu sezon yönetmenliğe soyunan, harika işler yapan Josef'e, savunmadaki ikiz kule Skrtel ile Kjaer'e ve emekçiliğinden zerre kadar ödün vermeyen Mehmet Topal'a verilsin.
İlk yarıdaki en büyük çelişki, Fenerbahçe kötü oynarken takımın en iyisi Volkan Şen'di, takım düzeldi Volkan geriye gitti.
Futbolda düşenin dostu olmaz.
Hele formasına dost olmayanların.
***
Soru: Fenerbahçe ligin ikinci yarısında ne yapar?
Cevap: Zor yenilir.
Bu takımın çılgın yanı, sezon başındaki yılgın yanına yüz vermeyecek kadar tedariklidir.
Advocaat'ın akıl oyunları futbol gösterisinin önündedir.
İyi oynayarak kaybedilmiş puanların yanında, sağlam oynayarak kazanmak Fenerbahçe takımı için öznedir artık.
Ama bir gerçek var.
Bu ülkede bir şeyleri başarmak için adaletsizliği de göğüslemek şart.
Özellikle hakemlerin soyunduğu zalim role karşılık.
Antalya maçında gasp edilen 3 puan konulu film karelerine iyi bakın. O maç sıradan bir hata maçı değildi. O yüzden karanlık mevzuların aydınlatılması gerekirdi ama Cüneyt Çakır'ın dokunulmazlığı var.
O yüzden ligin ikinci devresinde, hakemleri de yenmek, sisteme karşı omuz omuza durmak ve akıl oyunlarının ikinci bölümünden tam puan almak zorunludur.
Çünkü Fenerbahçe'nin ruhu sadece galibiyete emanettir.