Klasik racon
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 06 Aralık 2016, 01:14:02
Sonra ağzına girdiği insanı.
Sonra o insanı hakem olarak sahaya sürenleri.
Yani düdük deyip geçmeyin.
O düdük bir mesleğin asaletinde göğüs rozeti gibidir.
Bazen de 90 dakika sonunda bir merhumun sesi!
***
Sadece futbolcular değil, futbolun freni hakemlerdir.
Fenerbahçe-Beşiktaş maçının hakemi Hüseyin Göçek'e soralım.
Futbol oynanmasına bile izin vermediğiniz için kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yaptığı müdahaleyle, Lens'in ayağını kırmaya teşebbüs eden Beşiktaşlı Tosic'i neden oyundan atmadınız?
Van Persie'nin Tolgay'ın ayağına arkadan basmasına neden gözünüzü yumdunuz?
Yatırım yaptığınız alanlar içinde "adam kayırmak" öne mi geçti?
Maçı berabere bitirmeye programlanmış sistemin ana kaynağı siz miydiniz?
Merak etmeyin isminizi tehlikeye atmadınız?
Bilakis, böyle bir cinayetle daha değerli olduğunuza şüphem yok.
Size daha çok "kritik derbi" verirler, çünkü bunun için biçilmiş kaftansınız!
Çocukluğumuzu hatırlattınız bizlere!
"Uzun ip belimizde.
Listeler elimizde!"
***
Türkiye'de her takım hakemlerden kredi almıştır.
Bu ülkede adalet sadece el değiştirir, dil değiştirir.
O yüzden ne yazsak faydasız!
Ve ne desek hiçbir şeyi değiştiremeyiz.
Bu çamur düzende!
***
Derbilerden sonra bile futbol konuşulmuyor artık.
Çünkü konuşulacak futbol kalitemiz mevcut değil.
O yüzden Gökhan Gönül özne olur, transferde kendisine arkadaşlık ettiği varsayılan ikinci şahıs fiil!
"Zarafet bu değil" desek ne fayda!
Her yöneticinin birbirine söyleyecek sözleri mevcuttur.
Çünkü yöneticiliğin siyaseti bunu emreder!
Futbolumuzu bu hale getirenlerden insaniyet namına hayatımızdan çıkmalarını istesek.
Onlar bize bile küfreder!
***
Ne çok şeyi kaybettiğimizi her hafta biraz daha hissediyoruz.
Küçük İskender'in kitaplarından birinde aklımda kalan satırlar.
"Herkesin yapması gereken önemli bir işi vardı.
Herkes herhangi birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu, ama hiç kimse herkesin hiçbir iş yapmayacağının farkında değildi.
Sonunda herkesin yapması gereken bir işi hiç kimse yapmadığı için…" Noktayı koyalım.
Futbolumuz bu hale geldi.
***
Ama hala futbolun dava adamları var.
Mesela Eto'o. 35 yaşında ama iliklerine kadar mücadele ederken, patronu para bilip sahanın ortasında işçilik yapmayı "enayi masalı" sayan yabancılardan geçilmiyor ortalık.
İsim vermeye gerek yok, onlar ancak denizde boyunu geçer de sahada bir adam geçemez!
Ama alkışlayanları çoktur.
O yüzden her zaman söylerim; zembereği kırılmış saatlerde akreple yelkovanın suçu yoktur.