Advocaat’ın paraşütü!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 29 Kasım 2016, 01:07:05
Futbolcular üstlerine giydirilen "Bu takımdan bir şey olmaz" hükmünden nasıl sıyrıldılar?
Takımın çıkış yapma sırlarından biri, sezon başı eleştirilerine karşı duranların nefsi müdafaasıdır.
Sonra da Karabük maçından sonra ekranlarda ötekileştirme yorumlarıyla yerle bir edilen Fenerbahçe'ye taraftarın geri dönüşü.
Futbolcular da kendileri olmayı seçtiler. Kendileri kaybettiler şimdi kendileri kazanıyorlar.
Ve bizler de dün nasıl eleştirdiysek bugün alkışlıyoruz.
Diyoruz ki; "aşklar da savaşmadan kazanılmıyor, maçlar da."
***
Advocaat'ın paraşütü sadelik, markası galibiyet.
Yere çakılma ihtimalini bertaraf etmek için ayakları yere sağlam basan gerçekleri takıma monte etti.
Mücadele kültürünü.
Sahada 90 dakika futbol festivali düzenlemiyor, takıma hakim olan realizm ama romantik görüntüler de az değil. Sihirli goller sergisinde en çok golü bulunan takım Fenerbahçe.
Pazar gününden beri Sow'un golü konuşuluyor.
Bu da galibiyet serisinin yanında seyir zevki promosyonu.
Bu takım nereye gidiyor derseniz?
"İstediği yere!" derim.
"Futbolun hakkını verenin futbol da hakkını veriyor" desem de.
Bu ülkede bazı karanlık gerçeklerin hakimiyetini de işaret ederim.
Hakemlerin adaletsizliğinin tescillendiği bir ülkeye mahsuben!
***
Bir hakeme maçtan önce verilecek en anlamlı öğüt: "Çalacağın her düdüğün namusuna inanmadan maça çıkma!" Ama ne gezer!
Hakemlerine öğretmenlerinden daha çok değer ve para veren ülkede bunun bir anlamı yoktur.
Eyyamcılığın kutsallığı vardır!
Eyyamcılıkta faili meşhur adamların başında Cüneyt Çakır gelir.
Her maçtan önce de Cüneyt Çakır'a telgraf gelir sanki.
"Eyyamcılığa devam. Stop.
Arkandayız. Stop!" Futbolun marka değeri üzerinde oluşturulan sistem böyle emrediyor.
Quaresma'ya gösterilmeyen kartın adaletsiz karşılığını Cüneyt Çakır versin, Quaresma'nın Fenerbahçe maçında oynamasına izin verdiğine göre.
O yüzden Cüneyt Çakır hava olsa içime çekmem. Böyle hakemliğinin kahrını çekenler utansın diye!
***
Başakşehir'e gelince, ligde arayı açmasına izin verilmeyecek bir takım görüyorum. "Bu takım lider kaldıkça acı çekiyoruz" diyen futbolun ağaları ipi çekmek için fırsat kollarken.
Onların yürüdükleri yoldaki mücadelesine saygı duruşu talep ediyorum.
10 milyon euro değerindeki takım; yapılanmasından mücadelesine kadar bu saygıyı hak ediyor.
Abdullah Avcı'ya bakıyorum.
Sadece teknik adamlığın değil zarafetin gereklerini de yerine getirirken, sezon başından beri yarattığı gurur eserini görmezlikten gelenlere aldırmadan onurla yürüyor.
Mitolojik bir hikaye yazıyor sanki.
Okuyanı az olsa da.
***
Bizim attığımız taşlar asla menzile varmaz. Varsa da anlamı olmaz.
O yüzden, "Adaletsiz hakemler için en ilginç sloganı üretin, yılbaşında bendensiniz" kampanyası düzenledim.
İlk şık benden.
"Bizim mahalleye bir hakem taşındı, mahallenin midesi bulandı!"