Yenilmeyi göze alan cesaret
Avrupa'da tur atlamanın saadetine yenilgi eklenmesinin önemi yok.
Dün geceki Fenerbahçe'nin en çok, yenilmeyi göze alan cesaretini sevdim.
Böyle maçlarda futbolcu kazanma duygusu, maç kazanmaktan bile değerlidir.
Bunun adı hazırlıksız yakalanmak değil. Geleceğe hazırlanmak.
Bunu yaparken, eldeki futbolcuları beynelmilel bir maçta görebilmek çok önemli çünkü.
Dün geceden kalan.
Krasic'in uykulu halini bırakıp, oynama isteğine soyunması.
Stoch'un "Takımdaki yerimi hazırlayın" anonsu.
Recep Niyaz'ın yalın futbol anlayışı.
Kaleci Mert'in olgunluğu ve ustalığı.
Bienvenu'ye de kızamıyor insan.
Bir maçta mucize beklemek gibi.
Gecenin adamı Stoch'tu
Futbola gelince… Mönchengladbach'ın golüne kadar tipik bir hazırlık maçı gibiydi.
Her ne kadar oyunun kontrolü Fenerbahçe'de görünüyor gibiyse de, Fenerbahçe orta alanı, diri Almanların karşısında oyundan çabuk düştü.
Buna savunmanın uyumsuzluğu da eklenince, goller de arka arkaya geldi.
Sonrasında rakip kale önünde maçı çevirmeye hevesli bir anlayışın Fenerbahçe baskısını izledik.
Dinamizm ve heyecan arasında kısa bir gezinti.
İkinci yarıda da Mönchengladbach'ın gelişleri dalga gibiydi.
Boş alan yaratmakta da ustaydılar, hızlı çıkmakta da.
Fenerbahçe adına gecenin öne çıkan adamı Stoch'tu.
Geçen yıldan izler taşırken, gelecek maçların fragmanını gösterdi sanki.
Oyundan alınırkan gösterdiği tepki, sahada kalmayı ne kadar istediğinin kanıtıydı.
Sonuç olarak… Grup lideri Fenerbahçe geceye bir yenilgi verdi.
Karşılığında kaybettiği futbolcuları aldı.
Stoch gibi, Krasic gibi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.