Çömez ve usta
İlk yarıda, futbolu unutan ninni korosu. İkinci yarıda golleri sıralayan futbol takımı.
Bunlar istediklerinde çok oluyorlar da... İstemediklerinde yok olmak neyin nesi?
Tribünlerdeki binlerce kadın ve çocuk taraftarın, ağız tadıyla maç izlediği bir geceden kalan, iki perdeli oyundu.
Emre maçın başındaki usta vuruşuyla, çok karıştırılmış desteden joker çekti.
Ama Sivas'ın attığı golde, neredeyse bütün Fenerbahçe defansı fotoğraf çekti.
İlk yarıda Sivasspor'a rahat oynama imkanı. Gökhan Gönül'ün bulunduğu alandan yol geçiyor. Sivaslı futbolcular elini kolunu sallayarak geçiyor.
Mehmet Topuz'a baktım, ne ayaklarının ayarı var, ne direnci.
Cristian ve Ziegler ne zaman oldu ki, dün gece olsun.
Buna karşılık Sivasspor mücadeleyle bileylenmiş bir anlayış içinde.
İkinci yarıda roller Fenerbahçe lehine değişti. İlk yarının direniş çömezleri, ikinci yarının galibiyet ustaları oldular.
Alex'in ritmi, Fenerbahçe'nin ritmidir. Dün o ritmi tutturan Alex, takımını ipten almanın ustası olarak öne çıktı.
Emre de, düşünen yanıyla mücadele eden yanını birleştirdiği zaman, rakibi en çok hırpalayan adam olarak öne çıktı.
Ama gecenin en güzel tablosu tribünlerdeydi. Tabloda sarılacivert çiçeklerden bir lalezar.
Futbolu, tribünlerin diline çevirdiğimiz zaman, dünya da güzel olacak, futbol da.
Ama Bülent Yıldırım gibileri hakem olmasın. Lütfen!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.