19 Temmuz 2011 | Salı

Dalgalar

İki hafta önce futbol ve şike konulu bir adalet anonsu yapılmıştı da.
Futbolun adalet tarihine yeni bir bakış icat ediliyor diye, ben de zamanı muhakeme eden bir yolculuğa çıktım.
Adalet denizinden iki derin dalga.
Ve kıyıya vuran gerçekler…

Delil karşılığı mahkum olanlarla, çaresizliğe mahkum olanları birbirinden ayırdım.
İtiraf ettiği ilan edilip idam edildikten sonra, inkar yoğunluğuna iteklenenlere baktım.
Medyada çelişkiler yumağı… "Olmayanlar mı var ediliyor?" diye sordum vicdanıma. "Yoksa pişmanlığın yasını mı tutuyor birileri?" Çıkamadım içinden.

Hayatı futbol olmuş bir toplumda, bütün hafta boyunca karşıma çıkan herkesle sohbet ettim.
Bir yanı komplo teorileriyle haşır neşirdi insanların. Diğer yanı, öznesi şike olan soruşturmaya alkış tutanlar topluluğu.
Futbol zevkinin öldüğünden bahseden de çoktu. Bir daha maç izlemeyeceğine yemin edenler de… Karşılıklı sohbetlerin içindeki en çirkin savunmayı not ettim. "Herkes yapıyor!"

Böylesine hassas bir sorgulamada...
Medyaya dağıtılan fotoğraflarda, kişisel özgürlüklerin kalbinin kırıldığını gördüm.
Yıllarca insanların kalbini kıranları, böyle bir ödeştirmeye layık görmedim.
Gazetelerde yazılanların Federasyon nezdinde delil sayılmamasını hukuka saygı saydım.
Ama Futbol Federasyonu'nun UEFA ile yaptığı toplantıdan sonraki acele dönüşünü, "işi ağırdan alan yanına atılmış UEFA tokadı" olarak yorumladım.

Yürümeye devam ettim.
Birbirinin arkasından teneke çalan başkanlık sokağında hareket vardı.
Yüzüne estetik yaptırmakla, futbola estetik katacağını zanneden yeni düzen başkanların, eski başkanlardan ne farkı olduğunu merak ettim.
İstanbul'un duvarlarına,"Ahlakından şüphe duyulan bütün kupalar çöpe" diye yazdım.
Silineceğini bile bile… Bu günlerin sebebi, adaletle ganimeti birbirine karıştıranlar değil miydi zaten?

Hapishaneden"itiraf konulu" konulu fısıltılar yayılıyordu. Dalga dalga… "Paranın üzerine inşa edilmiş dostluklar çabuk çöker" dedim.
İki kişinin bildiği sır değilse. "İki kişiden birinin diğerini ateşe atma ihtimali her zaman büyüktür" diye söylendim..

Hayatın derinliklerinde ne sırlar vardır.
Tıpkı futbol gibi.
Küçük insanlar bazen büyük izler bırakır.
Halının altına saklanan pisliklerin, dışa vurma mevsimi geldiğinde, onlar da kendilerini dalgaların içine bırakır.

İnsanlar bazen düşebilir, kulüpler de… Düşmek kadar, ayağa kalkmanın şekli de önemlidir.
Bu operasyon başladığında, meseleyi devrim olarak yorumlamıştım.
Hala düşüncelerim aynı.
Beni asıl şaşırtan toplum duruşu. Toplumun yalanları, adaletin doğrularından üstte kaldığı zamanlar, futbolun içindeki kirlerin bu zamana kadar saklı kalmasına da şaşırmıyorum. Futbolun bugün ele verdiklerinden daha fazlasını içinde sakladığını biliyorum.

Ama dalgalar yorulmaz. O yüzden geçmiş zamanın bizlerden çaldıklarını, şimdiki zamanın geri alacağını da biliyorum. Arkadan ne kadar çekiştirseler de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor