Hakemi yenmek daha zordu!
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 17 Nisan 2011, 00:08:53
Bir uçak havada bozulduğu zaman, kuş olmak zorundadır. Fenerbahçe hayallerine pusu kurulan bir gecede, uzatma dakikalarında attığı golle maçı kazandı. Üstelik hakemi de yendi!
* * *
Maçın daha ilk dakikasında Alex'e yapılan hareket penaltı. 21. Dakikada Niang'a arkadan yapılan hareket de penaltı. Adı: Hüseyin Göçek cinayetleri… Hakem hataları futbola dahil diye, böyle hakem cinayetlerini masum sayacak değiliz ya.
* * *
Peki ya Lugano! İnsanlık düşmanı provokatör. Bir yanı tribüne oynuyordu, öbür yanı rakibinin hayatıyla oynuyordu.
Yerde yatan futbolcunun aşil tandonuna bilerek basmadığını mı zannediyorsunuz.? Hakemde yürek olsa. Dünkü Lugano iki kez kırmızı kart görürdü.
* * *
Maçın başlangıcında iki takımın da dizilişi aynı. Pozisyonlar iadeli taahhütlü. Fenerbahçeli futbolcuların, hakeme karşı çabuk alev alan bir hali var. Emre Belözoğlu, gecenin gerilimini artıran elektriği yine fazlasıyla yüklenmiş. Sarı kartı da çenesiyle gördü, pozisyonla değil.
* * *
Futbol vasat. Orta alanda kör dalaşı. Fenerbahçe'nin klasik bindirmeleri askıda.
Geniş yelpazeli açılımlar yok. Alex'e açılan yollarda sert müdahaleli barikatlar kurulmuş. Tolunay Kafkas, Fenerbahçe'nin Bursaspor maçını ezberlemiş.
Rakibine yılgınlık veren Gaziantep'in direnişli mücadelesini görünce. "Beklenen golün gecikmesi Fenerbahçe'ye telaş getirir" diye düşündüm.
* * *
Fenerbahçe ne zaman ki, Niang'ı kanattan alıp, defansın arkasına sarkan gerçek santrfor kimliğine soyundurdu.
O zaman baskı öne çıktı.
Rakip kale önünde pozisyon cümbüşleri oluştu. Gökhan Gönül'ün harika vuruşu direkten döndü. Semih'in 2 metreden boş kale yerine dışarı giden vuruşu var.
Çok kapılı salonlar vardır da, çıkmak isterken asıl kapıyı bulmakta zorlanırsınız ya Onun gibi bir şey.
* * *
Sahadaki en etkili adam Gökhan Gönül. Bir kayın ağacı 10 kişinin oksijen ihtiyacını giderirmiş. Onun gibiydi.
Bindirmeleri de makine intizamı içindeydi.
İlk yarının sonunda, gecenin büyüsünü bozacak kudret onda mevcut gibi geldi bana. Ama zavallı hakemliğin futbolun önüne geçtiğini görünce.
Bu maç "zıvanadan çıkar" diye düşünmedim dersem yalan olur.
* * *
İkinci yarıda Gaziantep'ten net bir karşı koyuş. Derinleme hücumun tehlikeli varyasyonlarını sergilerken, "Üstüme gelme fena olur" diyor sanki.
Fenerbahçe'de zaman zaman dışa vuran cinnet halindeki futbolculara baktım. "Bunlar şampiyonluğu ateşe veriyor" dedim. Mehmet Topuz, geçen sezondan kalan bitik hallerini sergiliyor. Baroni'nin oynadığını fark eden bile yok. Stoch'u kazanmak, Baroni' gibilerini kaybetmekten bin kere değerlidir. Ve son dakikada sahanın en bitik adamı Santos'tan gelen hayat öpücüğü.
* * *
Sahada böyle bir hakem varken, böyle maçlarda ilk kurtarılacak olan 3 puandır. Çünkü uzun gecelere girildiğinden beridir ki, hesabın kaçıncı dakikada kesildiğinin anlamı yoktur.
* * *
Maçın daha ilk dakikasında Alex'e yapılan hareket penaltı. 21. Dakikada Niang'a arkadan yapılan hareket de penaltı. Adı: Hüseyin Göçek cinayetleri… Hakem hataları futbola dahil diye, böyle hakem cinayetlerini masum sayacak değiliz ya.
* * *
Peki ya Lugano! İnsanlık düşmanı provokatör. Bir yanı tribüne oynuyordu, öbür yanı rakibinin hayatıyla oynuyordu.
Yerde yatan futbolcunun aşil tandonuna bilerek basmadığını mı zannediyorsunuz.? Hakemde yürek olsa. Dünkü Lugano iki kez kırmızı kart görürdü.
* * *
Maçın başlangıcında iki takımın da dizilişi aynı. Pozisyonlar iadeli taahhütlü. Fenerbahçeli futbolcuların, hakeme karşı çabuk alev alan bir hali var. Emre Belözoğlu, gecenin gerilimini artıran elektriği yine fazlasıyla yüklenmiş. Sarı kartı da çenesiyle gördü, pozisyonla değil.
* * *
Futbol vasat. Orta alanda kör dalaşı. Fenerbahçe'nin klasik bindirmeleri askıda.
Geniş yelpazeli açılımlar yok. Alex'e açılan yollarda sert müdahaleli barikatlar kurulmuş. Tolunay Kafkas, Fenerbahçe'nin Bursaspor maçını ezberlemiş.
Rakibine yılgınlık veren Gaziantep'in direnişli mücadelesini görünce. "Beklenen golün gecikmesi Fenerbahçe'ye telaş getirir" diye düşündüm.
* * *
Fenerbahçe ne zaman ki, Niang'ı kanattan alıp, defansın arkasına sarkan gerçek santrfor kimliğine soyundurdu.
O zaman baskı öne çıktı.
Rakip kale önünde pozisyon cümbüşleri oluştu. Gökhan Gönül'ün harika vuruşu direkten döndü. Semih'in 2 metreden boş kale yerine dışarı giden vuruşu var.
Çok kapılı salonlar vardır da, çıkmak isterken asıl kapıyı bulmakta zorlanırsınız ya Onun gibi bir şey.
* * *
Sahadaki en etkili adam Gökhan Gönül. Bir kayın ağacı 10 kişinin oksijen ihtiyacını giderirmiş. Onun gibiydi.
Bindirmeleri de makine intizamı içindeydi.
İlk yarının sonunda, gecenin büyüsünü bozacak kudret onda mevcut gibi geldi bana. Ama zavallı hakemliğin futbolun önüne geçtiğini görünce.
Bu maç "zıvanadan çıkar" diye düşünmedim dersem yalan olur.
* * *
İkinci yarıda Gaziantep'ten net bir karşı koyuş. Derinleme hücumun tehlikeli varyasyonlarını sergilerken, "Üstüme gelme fena olur" diyor sanki.
Fenerbahçe'de zaman zaman dışa vuran cinnet halindeki futbolculara baktım. "Bunlar şampiyonluğu ateşe veriyor" dedim. Mehmet Topuz, geçen sezondan kalan bitik hallerini sergiliyor. Baroni'nin oynadığını fark eden bile yok. Stoch'u kazanmak, Baroni' gibilerini kaybetmekten bin kere değerlidir. Ve son dakikada sahanın en bitik adamı Santos'tan gelen hayat öpücüğü.
* * *
Sahada böyle bir hakem varken, böyle maçlarda ilk kurtarılacak olan 3 puandır. Çünkü uzun gecelere girildiğinden beridir ki, hesabın kaçıncı dakikada kesildiğinin anlamı yoktur.