Ayaklardan kalbe kalpten ayaklara
- Hakkı Yalçın Yazıları
- 07 Mart 2011, 23:40:47
Futbolun doğru yoluna saptıktan sonra, Ankara'dan bir futbol ordusu gibi başı dik çıktı.
Karlı kaplı bir zeminde, ayaklardan kalbe, kalpten ayaklara uzanan bir yürek işçiliğiyle.
Maçın başında klasik Fenerbahçe. Bir yanıyla topu ayağında tutup, kontrolü elden bırakmamak isteyen.
Öte yanı "ters takım" imajıyla, Gençler'in oyununa gelmemek düşüncesinde.
Galibiyet şehveti ilk dakikalarda dışa vurdu.
Hele Niang'ın yarattığı penaltı, gecenin en ateşli sahnesi. Niang, yayından fırlamış coşkunun okuydu ve "Dokunursan yakarım" dediği pozisyonda, Serdar Kulbilge'yi bu koşuya yem etti.
Fenerbahçe'nin 2 golle maçı koparttı denilen dakikalar, Gençlerbirliği'nin futbola dönüş dakikaları oldu.
Makas değiştirmiş sarı lacivertli bir tren. Orhan Şam'ın atığı gole baktım da... "İki gole bedel." Golden sonra sahada daha ilgi çekici bir Gençlerbirliği var. "Bunlar galibiyete ayarlı bir makineye dönüşmüş" dedim. Fenerbahçe savunmasında herkes kendine hata ısmarlıyor.
Kanatların takımla arası bozuk.
Hücumlar salına salına.
Ve orta alan tamamen çökmüş. "Bu Fenerbahçe de başına dert açmak istiyor" dedim.
Ve ilk yarının son dakikasında belayı başına sardı. Hurşut'un harika golü...
Beraberliğin bile çarmıh yerine geçtiği haftalara girilirken, ilk yarıda alıştığımız Fenerbahçe takımı yoktu da.
Takımın yarısı oynuyordu, diğer yarısı takımın hayatıyla oynuyordu sanki.
Orta alan sezonun en kötü gecesinde.
Yardımlaşma duygusu sadece Özer'de mevcut. Fenerbahçe takımının liderlik seferine çıkarken, yanına alması gerekenler olmalıydı diye düşündüm. "İnanç. Özveri. Mücadele.
Ve geçen haftadan kalan liderliği koruma kılavuzu." İlk yarının sonunda, galibiyete bu denli ilgisiz kalanların listesini yayınlasam.
İkinci baskı yapardı.
İkinci yarıya başlarken,"Her şeye rağmen Fenerbahçe'nin zulasında başka çıkış yolları vardır" diye düşünmeden edemedim.
Zemini kaplayan karın, dezavantaj olması bile Fenerbahçe'yi durduramadı.
Ve beklenen Fenerbahçe sahneye çıktı.
Ritmini tutturan ve "3 puanı almadan gitmem" diyen direnişin işçiliği.
Orman nefesli bir orta alan.
Kanat bindirmeler etkili. Alex'in ustalığı dışa vuran...
Gençlerbirliği savunmasındaki karanlığı işaret eden stop lambalarını Alex'in derinleme pası yaktı.
Galibiyet ateşini de Niang yaktı. Gecenin karanlığına ampulü de Santos taktı. Niang dün gece futbolun en canlı hücresi olarak göründü bana...
Özer'in çalışkanlığına da tam puan.
Sonuç olarak... Dün gece Ankara' dan seri galibiyet uzmanı bir takım geçti. Onlar karlı bir zeminde, liderliğin resmedildiği haritadaki yolu buldular.
Ve bir gün emanet bıraktıkları tahtlarına geri döndüler.
Bu kadar seri galibiyetin sırrını merak ediyor insan. İpuçları: İnanç. Özveri. Mücadele. Yani liderliğin istediği her şey.