21 Şubat 2011 | Pazartesi

Alex istemezse perde kapanmaz

Muhteşem bir mücadele vardı ama Alex izin vermeden perdenin kapanmayacağı bir oyun vardı dün gece.
O yüzden maçın sonucu veren gazeteler, Alex ilavesi vermeliydi.
Dünkü Alex, bire on verirdi, hiç kuşkuları olmasın.

* * *
Hafta içinde rakibine bütün sırlarını vermiş bir Beşiktaş gerçeği var sahada.
Taraftarda Kızılderili sabrının son kırıntıları. Bobo ve Sivok yabancı kontenjana uygun olmadığı için bir gün önce posta arabasına konmuş.
Şerif Schuster'in adamları"pahalı etiketli mamuller" olarak vitrinde.

* * *
Karşı tarafta, aynen Schuster gibi ligin ilk devresinde cinayetlerine kaza süsü vermiş bir Aykut Kocaman gerçeği var. Alex meselesinde devre arasında kendine tokat atmış biri.
Pabucun pahalı olduğunu anlayan futbolcular, gerçeğin farkına varmışsa eğer. Varolanı yok edip, yeniden varolmak isteyenlere, futbol ikinci şansı da veriyor. Hatta maç fazlasıyla liderliği bile.

* * *
Perdeler açıldı.
İlk dakikalardaki mücadeleye bakınca, dirençli bir Fenerbahçe görüntüsü öne çıktı.
Özellikle de Dia ve Niang... "Güçlerine saygı duyulmazsa, bu ikili Beşiktaş savunmasını kötürüm yapar" diye düşünüyordum ki, duran toptan Fenerbahçe'nin golü geldi. Beşiktaş'ın sağ kanadı ilk yarım saatte heyelan bölgesi. Schuster seyirci.

* * *
Orta alanda Alex'in soyunduğu işçilikle, Guti'nin giyindiği beyaz atlı prens kostümü iki takım arasındaki farkın da yansıması. Dia ve Niang'a karşılık Quaresma ve Simao'ya baktım. Simao tutuk, Quaresma'da bencillik kök salmış, yine tek kişilik biletle seyahatte.
İlk yarıda maçın Fenerbahçe adına kopması gerekirdi. Çok net pozisyonları var.
Beşiktaş esaret fotoğrafının içinden çıkmak için ilk yarının son dakikalarını bekledi.
Hele takımın amortismanı gibi duran Ekrem'in golü, gecenin patlayan flaşıydı.
Talihin de, Beşiktaş'ın yanında olduğunun belgesi.

* * *
İlk yarı sonunda hakeme baktım, korkaklık çıkmazında.
İki takım futbolcularında kartlık faullerin freni tutmuyordu da... "Hakem taraf tutuyor" dedim. "Korkaklığın tarafını!" Göstermesi gereken kartları, "Türkiye'nin en iyi hakemi sahteliğinin" cebinde saklaması, berbat bir tasarruf gibi geldi bana.

* * *
İkinci yarıda duran toptan gelen Beşiktaş golüne parantez açtım. "Bir Kartal çağırıldığı randevuya asla gecikmez" dedim. Fenerbahçe'nin baskın yemiş haline de... "Bunlar şimdiki zamana eski hallerini getirmişler" dedim.
Ama Almeida'nın kaçırdığı bir pozisyon var ki, maçın kırılma noktası.
Ardından Ferrari'nin aptal dirseği.

* * *
Ve Alex de Souza…Futbolun ipek halısı. Fenerbahçe'nin pusuya düşürülmesine engel olan pusula.
Düşündüm de bir insan, kaç kez destan yazar. Kaç kez filozof olur? Ve kaç kez sebebi olur muhteşem sonuçların? Onda arkası yarınlar hiç bitmeyecek

* * *
Fenerbahçe dün gece sevgiyle kazanılan aşklar serisinin beşinci halkasındaydı.
Hak ettiği bir galibiyet aldı. Yolundan dönmeyen yolcuyu oynadı.
Ve yürekten oynadı.

* * *
Beşiktaş'a gelince... Beşiktaş taraftarları maçtan sonra bağırıyordu. "Lütfen git Schuster! Kaç paraysan öderiz!" Futbolculara da dip not düştüler. "Siz kaybolmayın. Gelecek haftalarda
yenilmek için bizlere lazımsınız."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor