11 Şubat 2011 | Cuma

Sizin eseriniz!

Emre Belözoğlu'nun imalattan halka satış çirkinlikleri yetmedi.
Şimdi ihracata başladı.
Fenerbahçe forması altında kendisine gurur rozeti verilen adam. Milli forma altındaki dostluk maçında, verilen emekleri boşa çıkarmadı.
Böyle besleme uzmanlığına da bu yakışırdı zaten.

***

Siz Aziz Yıldırım! "Bırakın futbolu biz yönetelim" diyen adam. Emre'yi yönetin önce. Emre sizinle oluşan değil, zaten olan bir şeydi.
Ama onu güçlendirdiniz.
Getirisi bol olan çirkinliklere sesinizi bile çıkarmadınız.
***

Siz Oğuz Çetin! Milli takıma seçtiğiniz futbolcuların hal ve gidişinin önemli olmadığını ispatladınız.
Siz Emre'ye milli formayı verin Emre de size küfürlerinin velayetini versin.
Çirkeflik milli forma içinde de şahlansın.
Siz aldığınız paraya ve kolladığınız insanlara bakın. Emre de dostluk maçında çirkeflik yumurtlasın! Böyle çiftliği nerde bulacaksınız? Siz Bünyamin Gezer! Yabancı hakemlerle aranızdaki farkı gördünüz mü?
Kalite farkını, adamlık farkını.
Gösterdiğiniz sarı kartın ardından size sövgüyle karşılık veren Emre'ye çıtınızı bile çıkarmadınız ya.
Hiç utanmadınız mı?
Mesleğinizden utanmadınız da.
Kalıbınızdan da mı utanmadınız? Emre'ye ayrıcalıklı davranan diğer hakemlerle birlikte bu gururdan payınızı alın.
Emre sizlerin eseri!
***

Ve sizler! Medyanın taraflı yorumcuları!
Sahipsiz futbolcuları yerden yere vurup, Emre'ye kul olanlar. Emre'nin yakası açılmadık küfürlerine, gözlerinizi de, kulaklarınızı da kapattınız.
Böyle birine suskun kalarak, toplumdan öç mü alıyorsunuz?
Ona destek vermekle güç mü alıyorsunuz çirkinlikten?
***

Ve sizler! Kendilerinden yana olanı koruyanlar. Bu çirkinlikler Emre'yi besleyenlerin, çocuklarınız için ürettiği futbol kurabiyeleridir.
Böyle beslenmenin gururunu çocuklarınız sizlere gösterecektir.
Bugün olmazsa yarın!

* * *
Davetiye

Aykut Kocaman'dan hakemleri etkileme seansları, ikinci perde birinci bölüm. "Biz ofsayt golle, haksız bir penaltı ya da hakem faktörüyle maç kazanmadık."
Trabzonspor'dan sonra Bursaspor'u işaret eden üstü kapalı davetiyeler.
Sizin başkanınız hakemlerin soyunma odasını basan adam değil mi?
Hakeme küfür edip, sahada kalan futbolcu Emre sizin takımda forma giymiyor mu?
Manisa maçında Lugano'nun elle oynadığı pozisyonun, sizin kitabınızdaki karşılığı nedir?
Antalya maçında kırmızı kart görmesi gereken Lugano'nun, ertesi hafta Trabzonspor'a gol atması kaderin cilvesi midir?
Karabükspor maçındaki 3 puanın, attığınız ilk goldeki naylon faulle ilişkisi yok mu?

Size sevdalı bir futbol medyası varken, dürüstlük edebiyatıyla gözlerimizi yaşartmayın.
Medyanın bu koruma içgüdüsünün kaynağı nedir?
Bursaspor'un şampiyonluğundan getiri elde edemeyen sistemin, Trabzonspor'un liderliğine göz koyması mı yoksa?

Siz başarınızı, Avrupa kupalarında ve Türkiye Kupası'nda gösterdiniz.
Siz gücünüzü devre arasında hakemlere yüklenerek de gösterdiniz.
Merak etmeyin davetiyeniz gerekli yerlere ulaşmıştır.
Her şey gönlünüzce olsun!

* * *
Berbat bir ödeşme ama...

Milli takımda Bursaspor'dan futbolcu yok. Hiddink'in keyfinin kahyası değiliz ya, istediğini alır.
Bu Hiddink'den futbolumuza hayır yok!
Keyfimizin kahyası değil ya, istediğimizi yazarız!

* * *
Senaryonu kendin yaz Ufuk

Galatasaray gibi bir kulübün kalecisi olacaksın.
Hantallığın tavan yapacak.
Çalışmadığın her halinden belli olacak.
Ve kaybettiğin kaleyi yeniden kazanmak yerine, kendini magazine yem ettireceksin.
Sana ilan-ı aşk eden kadınların gecelerine katılacaksın.
Şöhretli kadınların CV'sine adını yazdıracaksın.
Kusura bakma Ufuk Ceylan.
Sen televizyon dizilerini tercih ediyorsun galiba.
Senaryonu kendin yaz bari.

* * *
Sevgililer haftası

Futbol bir tiyatro oyunudur.
Ahlakı vardır.
Futbol; kurallarının kimselere peşkeş çekilmesine ihtiyaç duyulmayacak kadar zariftir.
Kendi sırtından geçinmek isteyen asalakları bile besleyecek kadar asildir.
Eli açıktır, karanfilli bir dili vardır, Futbol çocuk parkıdır, Elm Sokağı Kabusu değil.
Futbol aşktır.
Rekabeti sever düşmanlığı değil.
Bir isteğiniz var mı diye sorar?
Büyüklerin aç köpek didişmesini sevmez Futbolun birkaç ricası vardır.
Sportmenlik ister, adalet ister. "Sakın ha itibarımı tekmelemeyin" der. "Yoksa herkesin ne mal olduğunu gösteririm" diye haykırır..
Hem sporun, hem insanlığın düşmanları olarak.

* * *
Ayrıcalığın belgesi var mı?
Adnan Polat, yönetimi suçlayanlara belgeyle cevap verecekmiş.
Ve Galatasaray'ın 1 kuruşunu kimseye yedirmezmiş. Galatasaray Kulübü'nde iki yıldır transferde dönen para 400 milyon dolar.
İki Adnan arasındaki köprüde havaya uçan paralar. Öylesine ki, 300 bin euro'luk futbolcunun bile 5 milyon euro'ya satın alındığı konuşulan bir kulüp.
Gidenlerin gidişi bulanık.
Gelenlerin gelişi.
Bazen sorular cevaplardan utanır.
Belgelere gelince... Adnan Polat, belediye başkan adayı olup, politika yapmış adam, belgeleri de karambole getirir. Biz ondan sadece Adnan Sezgin'e gösterdiği özenin belgesini istiyoruz. Onu versin yeter.

* * *
Haftalık
Adnan Polat, Türk Telekom adını ağzıma almam dedi.
Adnan Sezgin alır.
Futbolu ve adaleti yorumlayan Mustafa Denizli'ye sorun bakalım.
Mili takıma seçilen futbolcuların ahlaklı olması gerekiyor mu diye?
Kendisi görevin başındayken, "Ben ahlak bekçisi değilim" demişti de...
Hakemlere baskı yapanlar kazanıyorsa.
O ülkede hakem sorunu yoktur.
Kişilik sorunu vardır.
10 yaşındaki çocuğun başına şişe atanları tespit ettiler.
Peki şişenin o statta ne işi var?
Onu hala tespit edemediler.
Bazı başkanlar koyunlarını kendi arazilerinde otlatsın.
Futbolun içinde değil.
Oğuz Sarvan'a göre Almeida'nın golü insan gözüyle görülmezmiş.
Beyefendi uzaylı hakem istiyor.
Ya da hakemlerin gözüne 3 boyutlu gözlük!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor