Sihir, önsezi, çılgınlık Gökhan Gönül'deydi
Dün gece Saracoğlu'nda özel bir adam vardı. Gökhan Gönül...
Bireysel beceri tartısında da, takım oyununda da öne çıkan oydu.
Sahanın her yanı, onun koşu yoluydu.
Rakibi yıpratan muhteşem bindirmeler yaptı. Ritmi, Fenerbahçe'nin kalp ritmiydi.
Maçın sıkıntıya düştüğü dakikalarda, Semih'in ikinci golünde, sıkıntı sisini dağıtan adam da oydu.
İlginç bir başlangıç izledik. Fenerbahçe'nin daha ilk atağında Eskişehirli Pele'nin hiç yoktan yarattığı penaltıya bakınca, "Bu takım, ecelle anlaşmayı maçın başında yaptı" dedim.
Ama Eskişehir'in bindirmelerine bakınca, "Fenerbahçe galiba tek gollü düşlere kapıldı" dedim... Eskişehir forvetinin, Fenerbahçe savunmasını panikletip hata yapmasını sağlayan çabukluğu dikkatimi çekti.
Ve beraberlik golü.
GoldeVolkan'ın duble çabasına karşılık Fenerbahçe savunmasına baktım da, kapı önü sohbetindeydiler sanki.
Bu dakikalarda Emre asabiyet hummasına tutulmuştu yine. Onun yokluğunun Fenerbahçe için ne kadar hayati önem taşıdığının, hâlâ farkında değil. Fenerbahçe'nin istediğinde çok olma gerçeği de, golden sonra sahneye çıktı.
Çünkü bu takımın sırrı gücünü dışa vurmakta, kendine çekilmekte değil.
Ve Semih'ten kendine yakışan tarzda bir gol. Semih'in kendini unutturken hatırlatması ilk değil ki.
İlk yarıda Fenerbahçe'nin parmakla gösterilen tek adamı Gökhan Gönül...
Takımda yokluğu süpüren adam da oydu.
O muhteşem golü atan da...
İlk yarıda Stoch ve Caner ikilisinden de kanat bindirmeleri izledik ama onlar aperatif kaldılar.
Lugano ve Sezer'in bitirimlik seansını soyunma odası koridorlarında taşıması, Fenerbahçe'nin Emre'den sonra ikinci kilit adamının da imhası oldu. Eskişehir bindirmelerinin sırrı bu yokluklarda ve Caner'in çaresizliğinde gizliydi. Bilica'nın varlığının, bu takım için ne kadar tehlikeli olduğunun kanıtını da Eskişehir'in ikinci golünde gördük.
Hâlâ Bilica ve Kazım'dan medet uman Aykut Kocaman'ın kendisine sorması gereken sorular yok mu? Emre'nin asabiyetiyle kendisini imha etmesi, Lugano'nun bitirimliğiyle takımını saygısızca terk etmesinin cevaplarıyla birlikte...
Maçın son çeyreğinde Fenerbahçe, özgüvenli birtakım görüntüsü verdiyse.
Bunda Alex'in liderliğe soyunması, Mehmet Topuz'un gücünü ve direncini yansıtması kadar, Semih ve Gökhan ortaklığının izleri vardı.
Sahanın en kötü adamı korkaklık sisinin ardına gizlenen Bünyamin Gezer'di.
Bu sonuç, Fenerbahçe'nin liderliğe yakınlaşma armağanı olduğu kadar.
Sonuca yakışmanın da anonsudur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.