YEKR

Sevgili Günlük... Bugün hayatımın en mutlu günlerinden biri.
Yok, 23 Nisan olduğu için değil. Elbette bir çocuk kadar saf olan bir benliğe sahibim ama çocuk olmadığımı biliyorum.
Onların bayramını da çalmak istemem. Bu, başkasının yerine Şampiyonlar Ligi'ne gitmek gibi bir şey olur ki çok ayıptır.
Benim mutluluğumun nedeni YEKR'nin yani yeni etik kurul raporunun açıklanacağını duymuş olmam. İçim kıpır kıpır. Şimdi sen futbolla ilgilenmediğin için yeni rapor da ne diyeceksin tabii. Anlayacağın dilde anlatayım: YTL gibi, yani Yeni Türk Lirası gibi, bir şeyYEKR. Aradaki fark, liradan sıfırlar atılmıştı; bundan üçler beşler atıldı, sadece sıfırlar kaldı. Sıfır şike, sıfır teşvik. Gıcır yani.
* * *
Aslında ben şike falan olmadığını ta en baştan beri biliyordum.
Hep de yazmak istedim ama bizim medya grubunun baskıcı patronları izin vermedi bir türlü. Oysa diğer gruplardaki arkadaşlar ne rahattı. Şike falan yok diye defalarca yazdılar. En son olarak da, teknik direktör de öbürleri de sahada, bu ne biçim şike, gibisinden bile yazdılar hepimizi ikna etmek için. Gerçi bazı münafıklar "Zaten o adamların bu suçlardan almaları gereken ceza kadar süre geçti, ondan serbestler" dediler ama biz inanmadık tabii.
Aslında ben bu ülkede şike ve teşvik olduğuna dair yazdığım yazıları da kendime ibret olsun diye bir kitapta toplamayı düşünüyorum. Adını 'Dünlük' koyacağım. Araya bir mesafe koymak için de ona 'Sayın Dünlük' şeklinde hitap edeceğim. Sen yine 'Sevgili Günlük' olarak kalacaksın.
Dün dün, bugün bugün olacak, ben elbette bugüne tapacağım.
Biliyor musun sevgili günlük; ben bu Demirören beyefendiyi çok beğeniyorum. Sadece gazetelerinde doğruları yazdırmakla kalmıyor, bir de o en zor görevi yüklenecek cesareti buluyor kendinde. Federasyon başkanlığı için tam 21 isim çıktığında, savulun Türk futbolunu kurtarmaya geliyorum, diye bir hamlesi vardı ya.
Kimseden destek almadan gösterdiği bu büyük cesaret ve aldığı rekor oy beni o kadar etkiledi ki. Gerekirse 5 yıl Avrupa'ya gitmeyelim deyişine de hastayım. Bizim futbolumuz tertemizken UEFA'nın "Hayır, kirli" iftirasına bundan güzel bir cevap olur mu sevgili günlük? Gitmeyelim de o turnuvaları bizsiz oynatsınlar bakalım.
Kendileri kaybedecek, farkında değiller.
* * *
Üstelik o UEFA adam olsaydı ŞL'ye katılacak takımı, baskı altında yazıldığı, tehditle yazdırıldığı çok belli eski etik kurul raporuna dayanarak değiştirme cüretini göstermezdi. Size ne kardeşim, size ne! Ama ben o konuda da kendime düşeni yapacağım. Diyelim ki Trabzonspor ŞL'den 30 milyon lira aldı ve ben de 5 milyon Trabzonsporlu'dan biriyim. Kendime düşen 6 lirayı vermeye hazırım. Kimsenin hakkı kalmasın üzerimde.
Sevgili günlük... Bu YEKR söylendiği gibi çıkarsa üyelerin hepsini teker teker tebrik edeceğim. Üzerlerindeki baskı kalkar kalkmaz gerçeği görmeleri takdire şayan. Görevleri olmadığı halde fedakarlık yapıp Aziz beyin savunmasını almaları da çok şık. İnşaat ve tarla şifrelerinin kurban kesmek demek olduğunu hala anlamayan münafıkların kafalarına gerçekleri ancak YEKR ile sokmak mümkün olabilir zaten. Ayrıca herkes bilir ki, Eyüp Sultan'da kurban kesmek, kötü niyetli rakibin şike ve teşvik girişimlerini önlemede bire birdir.
Bir de tahkim başkanına takmışlar bu arada. Yok efendim, 'ihsas-ı rey' durumu varmış da, istifa etmeliymiş.
Akılları sıra Osmanlıca sözlerle kafamızı karıştırıp aramıza nifak sokacaklar.
Ben şimdi çıkıp onlara sizin için de "Lisan-ı münasip durumu var, savulun" desem apışıp kalacaklar.
Neyse Sevgili Günlük...
Artık her şey yavaş yavaş normale dönüyor. Bunda Yıldırım beyin katkısı çok büyük. Beşiktaş'ı kurtardığı gibi Türk futbolunu da kurtarıyor. Bu olayın bittiği gün, işten 3 gün izin alıp kendisini 72 saat aralıksız alkışlayacağım.
Çok yakışacak. Dün dündür, bugün bugündür felsefesine cuk oturacak.
Ve inanıyorum ki, bu ülkede bir gün herkes benim gibi olacak.