Süper Potpuri
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 09 Nisan 2012, 23:57:42
Epeydir yazamadık ya, çok şey birikti. Zamanı ve zemini ekonomik kullanıp bir potpuri yapalım bari.
Bu arada, meğerse normal sezon da bitmiş. Ne kadar normalse artık! Şimdi adını süsleyip "Süper Final" koydukları aslında süper sanal hatta süper yalan olan şey başlayacakmış. Zaman işte, geçip gidiyor. Sizi uyutanlar olunca daha da çabuk geçiyor.
3 Temmuz'dan günümüze dokuz aydan fazla zaman geçmiş mesela. Kapı gibi Etik Kurul raporuna rağmen bugün hâlâ "şike sahaya yansımadı" gibi komik laflar edenler, bunları medyaya pompalayanlar var. Hatta o pompa marifetiyle, konuyu araştıran federasyon yetkililerinin tatmin olduğuna dair uçuk haberler de çıkmıyor değil.
İlginç ülke Türkiye. Herkes şike ve teşvik olduğunu, bal gibi sahaya da yansıdığını biliyor ama bazıları türlü manipülasyonlarla işi olması gerekenden farklı sonuçlandırmaya çalışıyor. Bu vicdansız çabaların amacının çok 'ulvi' olduğunu da anlatmaya çalışıyorlar bir yandan. Kulüpler ekonomik sıkıntıdaymış, birilerine ceza verilirse futbolumuz batarmış.
Batmasın da varsın bataklıkta olsunmuş!
* * *
Şunu net olarak söyleyelim ki, bu memlekette bizim temizlik ve vicdan anlayışımız bazılarınınki ile benzeşmiyorsa burada ne bizden ne de bu kavramlardan kaynaklanan bir sorun vardır. Sorun o bazılarıdır.
Bu ülkede oldu olası şike ve teşvik vardı. Çok kişi bu kirli düzenden beslendiği ve ortama egemen olduğu için dokunulamıyordu.
Bir gün polis ve savcı dosyayı toparlayıp önlerine koydu. Ve o an panik ile inkâr başladı. Beklemedikleri bir şeydi, ancak o kadar pişkinlerdi ki kısa sürede binlerce argüman geliştirdiler. Tek sorunları bu argümanların hepsinin açık havada beş dakika bekleyince bile kendiliğinden çürümesiydi.
Tek çare kalmıştı; o zavallı argümanlara inanacak ya da inanmış gibi yapacak bir federasyon ile tahkim kurulu. Bugün yaşanan tiyatro işte o çare arayışının pratiğe yansımasıdır. Şu an şike ve teşvik olayına bakışı etik dışı bir TFF ile ihsas-ı rey münasebetiyle hem etik hem de yasa dışı bir tahkim başkanı olduğu konuşuluyor ekranlarda. UEFA ve FIFA'nın buna izin vermeyeceği ise kesin. "Galiba bir çare buldum" diye ortaya çıkan TFF başkanı çok zekice bir proje sandığı bu plânını işleme koyarsa UEFA ülke üyeliğimizi askıya aldığı gibi belki de 'bi-çare' TFF başkanını azledecektir yaz başında. İster misiniz tam da 3 Temmuz gününe denk gelsin o hamle!
* * *
Velhasıl, futbolumuz için geçtiğimiz bu temizlik sınavı hakkında yarın çocuklarına ve torunlarına güzel anılar aktarmayı hak edenlerle, tatlı masallar anlatmak isteyenler arasındaki sıklet farkının ölçüleceği bir dönemden geçiyoruz. Şikeyi şikeyle örtme ahlak sorunsalına karşı cesur ve vicdanlı yazıları ve konuşmaları için Uğur Meleke ve Haşmet Babaoğlu teşekkürü ve saygıyı hak ettiler. Ne diyelim, Allah uluslararası futbol kriterlerine uygun düşünce beyan edenlerin sayısını artırsın. Futbolumuzun şu an en çok buna ihtiyacı var.
Bu arada, meğerse normal sezon da bitmiş. Ne kadar normalse artık! Şimdi adını süsleyip "Süper Final" koydukları aslında süper sanal hatta süper yalan olan şey başlayacakmış. Zaman işte, geçip gidiyor. Sizi uyutanlar olunca daha da çabuk geçiyor.
3 Temmuz'dan günümüze dokuz aydan fazla zaman geçmiş mesela. Kapı gibi Etik Kurul raporuna rağmen bugün hâlâ "şike sahaya yansımadı" gibi komik laflar edenler, bunları medyaya pompalayanlar var. Hatta o pompa marifetiyle, konuyu araştıran federasyon yetkililerinin tatmin olduğuna dair uçuk haberler de çıkmıyor değil.
İlginç ülke Türkiye. Herkes şike ve teşvik olduğunu, bal gibi sahaya da yansıdığını biliyor ama bazıları türlü manipülasyonlarla işi olması gerekenden farklı sonuçlandırmaya çalışıyor. Bu vicdansız çabaların amacının çok 'ulvi' olduğunu da anlatmaya çalışıyorlar bir yandan. Kulüpler ekonomik sıkıntıdaymış, birilerine ceza verilirse futbolumuz batarmış.
Batmasın da varsın bataklıkta olsunmuş!
* * *
Şunu net olarak söyleyelim ki, bu memlekette bizim temizlik ve vicdan anlayışımız bazılarınınki ile benzeşmiyorsa burada ne bizden ne de bu kavramlardan kaynaklanan bir sorun vardır. Sorun o bazılarıdır.
Bu ülkede oldu olası şike ve teşvik vardı. Çok kişi bu kirli düzenden beslendiği ve ortama egemen olduğu için dokunulamıyordu.
Bir gün polis ve savcı dosyayı toparlayıp önlerine koydu. Ve o an panik ile inkâr başladı. Beklemedikleri bir şeydi, ancak o kadar pişkinlerdi ki kısa sürede binlerce argüman geliştirdiler. Tek sorunları bu argümanların hepsinin açık havada beş dakika bekleyince bile kendiliğinden çürümesiydi.
Tek çare kalmıştı; o zavallı argümanlara inanacak ya da inanmış gibi yapacak bir federasyon ile tahkim kurulu. Bugün yaşanan tiyatro işte o çare arayışının pratiğe yansımasıdır. Şu an şike ve teşvik olayına bakışı etik dışı bir TFF ile ihsas-ı rey münasebetiyle hem etik hem de yasa dışı bir tahkim başkanı olduğu konuşuluyor ekranlarda. UEFA ve FIFA'nın buna izin vermeyeceği ise kesin. "Galiba bir çare buldum" diye ortaya çıkan TFF başkanı çok zekice bir proje sandığı bu plânını işleme koyarsa UEFA ülke üyeliğimizi askıya aldığı gibi belki de 'bi-çare' TFF başkanını azledecektir yaz başında. İster misiniz tam da 3 Temmuz gününe denk gelsin o hamle!
* * *
Velhasıl, futbolumuz için geçtiğimiz bu temizlik sınavı hakkında yarın çocuklarına ve torunlarına güzel anılar aktarmayı hak edenlerle, tatlı masallar anlatmak isteyenler arasındaki sıklet farkının ölçüleceği bir dönemden geçiyoruz. Şikeyi şikeyle örtme ahlak sorunsalına karşı cesur ve vicdanlı yazıları ve konuşmaları için Uğur Meleke ve Haşmet Babaoğlu teşekkürü ve saygıyı hak ettiler. Ne diyelim, Allah uluslararası futbol kriterlerine uygun düşünce beyan edenlerin sayısını artırsın. Futbolumuzun şu an en çok buna ihtiyacı var.