Bugün...
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 14 Mart 2012, 23:45:30
Oyuncular yaptıkları işi hem ciddiye alıyorlar hem de ondan keyif alıyorlar. Birinci dakikadan itibaren futbol oynamak, baskı kurmak istiyorlar.
Beklenen buydu, teşekkürler.
Siz bakmayın Sivasspor maçının geçmiş zor gibi görünmesine, ilk yarının geride kapatılmasına.
Trabzonspor rakibini ikinci yarının ilk 10 dakikası dışında ezdi. İstatistikler de bunu gösteriyor. Devre arasında yayıncı kuruluşun spikeri "Trabzonspor ilk yarıda istatistiksel açıdan üstündü ama bunu skora ve futbola yansıtamadı" derken ilkinde doğru, ikincisinde yanlıştı. Skor yazarlığından sonra skor spikerliği icat oldu demek ki.
Gerçek şu ki Trabzonspor bir çıkışta. Bunu yoğun maç trafiğinin sonlanmasına da bağlayabilirsiniz, sezon başı gelen yabancıların daha uyumlu oynamasına da, yaklaşan playoff'un itici gücüne de. Pazartesi akşamı Trabzonspor özellikle Alanzinho girdikten sonra öyle bir yüklendi ki, o tempo insanları şikeye teşvike tahrik eder, sevk eder doğrusu!
Arama konferansı
Bugün İstanbul'da önemli bir toplantı var. Trabzonspor'un etkin dinamiklerinin ve ülke sathındaki düşünür, sanatçı, işadamı temsilcilerinin kurumun başkanı, yöneticileri ile kentin siyasi figürleri ve medya mensuplarıyla buluşacağı bu arama konferansını düzenleyenlere teşekkür etmek gerekir.
Konferans şike soruşturması sürecine özel olacak.
Başkan bugüne kadar olanları, kurumun yol haritasını anlatacak.
Katılımcılar da bundan sonra neler yapılabileceği konusunda fikirlerini açıklayacaklar.
Yani yönetimin eleştirilmesi için değil yönetime pozitif fikir aktarımında bulunulması için orada olacak herkes.
Biliyorsunuz, Sadri başkan baştan beri adaletin yerini bulacağını, kupanın Trabzon'a geleceğini söylüyor.
Ancak camianın büyük bölümü artık aynı fikirde değil.
Bana göre de Sadri Şener ve arkadaşları bu süreçte gereğinden fazla sessiz kaldılar. Mehmet Ali Aydınlar döneminde bunun mazereti olabilirdi, zira kupanın geleceği belliydi. Ancak Demirören'in oraya gelirken üstlendiği misyon çok farklı gibi. Tümden cezasız ve kupasız bir hesap içinde olduğunu düşündüren, kul hakkı yemekten çekinmeyecek bir TFF görüntüsü var ortada.
Şener'in artık çok net ve sert konuşması lazım.
UEFA'ya gidilebilir
Bu konferans hak arama yolunda kalan kısa sürede neler yapılabileceği konusunun ana damarı olacak gibi. Özellikle Türkiye Ligi hakkında doğrudan yaptırımda bulunma yetkisi olan UEFA ve FIFA nezdinde resmi başvuru konusu konuşulacak. Spor hukuku gereği kararı hızla vermeyip ceza mahkemesinin sonucunu bekleme gibi yasal ve vicdani altyapısı olmayan bir yolu düşünen TFF'nin bu tercihinin görev ihmali suçuna girip girmediğini merak edenler de var.
Türkiye bir hukuk ülkesi ve Türk futbolu Avrupa ve Dünya'nın bir paydaşı ise Trabzonspor'un hakkını almaması için bir neden yok demektir.
Bakacağız öyle midir?