Herkese hak ettiği...
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 19 Ocak 2012, 21:57:51
Ancak asla hak veremedik.
Burada kendisine fazla bir şey söyleme gereğini duymuyorum. Trabzonsporlulara da çok tepki göstermemelerini, sükûnetle beklemelerini öneriyorum. Zira belli bir kulübün medya ayağı olan bazı gazetelerde "O kupayı almayın" yazıları yazdırılmaya başlandıysa durum bazıları için çok vahim demektir.
Zaten medyaspor.com sitesinin, kimsenin adamı olmayan pırıl pırıl genç yöneticisi Gamze Bal kardeşimiz gereken cevabı vermiş hemen. Ondan alıntılar yapmak isterim. Ancak daha önce Yılmaz beyin iyi niyetle yazdığına inanmaya çalıştığımız şu satırlarını inceleyelim: "Trabzonspor'un siyasi sadakaya ihtiyacı yok. 'Verilmiş' bir kupa, Trabzonspor efsanesinin sonu demektir."
ÇARPIK DÜZENİ TEŞHİR
Hiç de öyle değil, siz de biliyorsunuz.
Kimsenin Trabzonspor'a kupa vereceği yok. Trabzonspor kendi kupasını alacaktır. Tıpkı hak ederek gittiği Şampiyonlar Ligi gibi.
Sahada sadece ter değil kan da akıtarak hak ettiği kupadır o. Gasp edilmiş, gerçek ve tertemiz yeri Trabzonspor'un müzesinde hazır bir kupadır.
Aklını siyasetle bozmuş olanların, ağabeylerinin sesi olmaya çalışanların dediği gibi siyasetin vereceği bir kupa falan değildir o. İnce ayar denilenin de kimleri kurtarmak için yapıldığı çok açık ortadadır. Trabzonspor, üç kez çalınan şampiyonluk kupalarının hiç değilse sonuncusunu alarak yıllardır oynanan çirkin oyunları, çarpık düzeni teşhir edecektir.
Dahası, herkes iyi ve kötü olarak hak ettiğini bulsun diyerek dik duruşunu sergileyecektir. Bunu da en çok, aslen Trabzonlu olan taraftarları için değil, güçlülerin iktidarına başkaldırdığı için kendisine gönül verip yollarına düşen 7 bölge, 80 vilayetten alnı açık, başı dik Trabzonsporlulara "Evet, kesinlikle doğru yerdesiniz" demek için yapacaktır. Tıpkı Gamze kardeşimizin söylediği gibi: "Parayı spora, sporu haksızlığa alet eden zihniyet, Trabzonspor'u gasp ediyor. Açıkça yapıyor. Güya, kendini yüceltiyor. Halbuki tam tersine, küçültüyor. Trabzonspor'un bu gaspa sessiz kalması için bir sebep yok. 'Kazanılmış' bir kupadan daha önemlisi, 'çalınmış' bir kupayı geri istemek, Trabzonspor'un varoluş serüvenine ne de yakışır. Hakkıdır. 'Söküp aldığı' kupası, Trabzonspor efsanesinin taçlanması demektir. Bütün emekleri, bütün şampiyonlukları daha kıymetlidir artık. Boyun eğmezliği ilelebet kabul edilir. Herkesin aklında, ikinci yarısının tamamı manipüle edilmiş bir ligde, kupasını çalanların bir puan bile gerisine düşmeyen ve aylar sonra haklı mücadelesini kazanmış, kirli kupayı temizlemiş takım olarak kalır. Trabzonspor denilen kavram, hırsıza kucak açmak, boyun eğmek değildir; suçüstü yapmak, adaleti aramak, kirliyi paslıyı ortaya dökmek, turnusol kâğıdı olmaktır. Trabzonspor demek, alın teri demektir. İzmir'de ilk şampiyonluğunu kutladığı günkü gibi, devleri dize getirmek demektir."
GÖREN GÖZLÜ BİR YAZI!
Bu satırları alkışlarken, şike soruşturması sürecinin de sonuna geliyoruz artık. Umarız süreç sona ermeden Yılmaz bey bir kez olsun bunca delile sırtını dönmeyip bazılarına "O kupayı gerçek sahibine verin" kadar net olmasa da biraz 'gören gözlü' bir yazı yazar. Neyse... Bazıları istese de istemese de, çatlasa da patlasa da herkes hak etiğini bulacak. Bugüne kadar ayak direyen federasyon da çaresiz, hakları teslim edecek. Etmemeye yeltenirse, hem yargıda hesap verip tazminatların ağababasını ödeyecek hem de sonunda o ya da yerine gelecek olan yine teslim etmek zorunda kalacak.
Güzel ve temiz günler göreceğiz arkadaşlar. Buna hakkımız var…