Sümela'nın Şifresi

Hakan Kulaçoğlu hakan.kulacoglu@fotomac.com.tr
"Sen hâlâ gitmedin mi?" sitemiyle geçen iki haftadan sonra Adem Kılıç'ın Sümela'nın Şifresi filmini izledik. Beğendiğimiz beğenmediğimiz yanları, olmamalıydı, olmalıydı, eksik kalmış dediğimiz noktalar oldu elbette, ancak genel olarak çok memnun kaldık. Tebrik ederiz, ellerine sağlık.
Öncelikle şunu kabul etmek gerekir ki, bir kent ve hatta bir futbol takımı üzerinden sinema yapıp gişede birkaç haftayı zirvede geçmek öyle kolay bir iş değildir. Bunu başarmış arkadaşlar.
Belki daha önemlisi, buna cesaret edebilmişler. Az şey değildir.
Filmin senaryosu çok değerli düşün insanımız Yılmaz Okumuş'a ait. Laz Kapital kitabındaki Laz Marks emice karakterinde vücut bulan bakış açısı ve Karadeniz insanı deneyiminin beyazperdeye bir yansıması gibi bu film. Rize Pazarlı, çok da iyi bir Trabzonsporlu olan Yılmaz arkadaşımızı kitaplarından ve blog yazılarından takip etmenizi önerelim unutmadan.
Son derece aydınlık ve enerji dolu bir film yapmış Adem Kılıç.
Elbette sinema dili için ideal bir senaryo değil yola çıkılan, zaten amaçlanan da bu değil.
BKM'nin "Çok film hareketler bunlar" filmindeki gibi, daha ziyade parodi kıvamında, başrolün bu kez bizatihi özgün Karadeniz ağzına, deyimlerine, esprilerine, fıkralarına verildiği bir komedi.
TEMEL, VOLKAN'A BENZİYOR
Denizin ve yeşilin gayet iyi kullanıldığı planlar da filmin izlenirliğini artırıyor. Son dönem Türk filmlerinde -nedensevazgeçilmez hale gelen, tekniğini tam bilemediğimiz, filtre kullanımı türü bir flu'luk da var arka planlarda. Akım budur, ses etmeyeceğuz!!!
Bu filmin başrol karakteri de Karadeniz hikayelerinin değişmez başrolü Temel. Alper Kul'un kendince yorumladığı tipleme için çeşitli yorumlar getirmek mümkün tabii. Altta bir Öztürk Serengil kumaşı yatıyorsa da o daha ziyade Kemal Sunal türü gülümsemelere ağırlık veriyor. Daha ilginci, kaleci Volkan Demirel'e benziyor had safhada. Saçı ve az daha boyu olsa, biraz da vücut çalışsa. Hatta bol küfürlü giden filmin son sahnesinde mikrofonu eline alıp "Koyduk mu?" diye bağıracak mı diye sorduk bir an kendimize ister istemez!
FİLMDE TAPE'LİK REPLİKLER!
Temel'in cami hocası babası Salih Kalyon'un küfür külliyatını başka kimseyi aratmadı aslında.
Bütün replikleri tape'likti muhteremin! Ancak oğlunun hayatı tehlikeye girdiğinde "Allah'ım ben çok şampiyonluk gördüm ama oğlum görmedi.
Bir kez olsun şampiyonluk görmeden onun canını alma" deyişi harikaydı. Genel izleyici buna kahkahalarla güldü; ama biz gülemedik. Mehmet Dalman'ın 1996'da hayatına kıymasından, Murat Akçelik, Tuğba Akçelik, Mehmet Erdoğan ve Zeynep Mehmetoğlu kardeşlerimizin geçen hafta trafik kazasında genç yaşta hayata veda etmelerine kadarki kayıplarımız geldi aklımıza; gözlerimiz doldu.
Trabzonspor'un neden 27 senedir şampiyonluk göremediğinin o kara şifresinin açığa çıkarıldığı bu dönemde yakında gelecek olan 2010-2011 Lig Kupası'nı bir kez daha onlara adayarak çıktık salondan. Ruhları şad olsun. Gülümsesinler oldukları yerden...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.