Sahte doktorlara dikkat
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 06 Ağustos 2011, 00:44:21
Bir de mecburen yazı yazanlar vardır, zira onlar da belli düzenlerin hem koruyanı, hem de kollananı olan bazı medya egemenlerinin sözünden çıkamazlar.
Her ne kadar bir Etik Kurulu üyesinin ağzından çıktığı söylenen "Bu belgelerle karar, ya da ceza verilemez" gibi beyanlar sayfalara düşse de, aslında bazılarını kurtarmak artık o kadar kolay da değildir. Bu nedenle, en önemli argüman olarak kamuoyunun yönlendirilmesi, ceza tehdidinin yaygınlaştırılması çabaları öne çıkarılmaya başlanmış, sulandırma hizmetleri hızlandırılmıştır!
Savcı görevini yapıyor
YANLIŞ anlaşılmasın, soruşturmanın Galatasaray kulübüne kadar uzanması emniyet ve savcının görevini iyi yapmaya çalışmasından başka bir şey değildir; ancak bu durumun futbol kamuoyunun tepesinde bir Demokles kılıcı gibi gösterilmeye çalışılması bir kısım medya için bir görevi kötüye kullanma manevrasıdır. Nihayetinde, dünkü gazetelerde "Genel Af" konusunun çözüm olarak dillendirilmeye başlanması tesadüf değildir.
Komik anlayış!
BAKIN muhteremler. "Şike yapmayan yoktur, böyle yola devam" anlayışı ve komiklik dayatması Türk futbolunun değil sizin kendi sorununuz olabilir ancak.
Siz yaşadığınız yere, yakın çevrenize baktığınızda durumu öyle görüyor olabilirsiniz. O zaman akıl vermeyecek, sadece baktığınız yeri, bakış açınızı, bakış etiğinizi değiştireceksiniz, çözüm olarak. Meselâ benim çevremde hiç de "Herkes şikeci" görüntüsü yok. Çok temiz insanlar izliyorum kendi görüş alanımda.
Siz ne hakla, kalkıp da ömrü boyunca helal ekmek, helal kazanç, helal puan peşinde ter dökenleri de tuhaf bir genellemeye katabiliyorsunuz.
Kendi çevreniz adına konuşun lütfen.
İlginçtir, şike soruşturmasının başladığı günden itibaren bir deyim üretti bir kısım medya: Türk futbolu kaosta… Vay, vay, vay!.. Haksız kazançlar edinilirken, bazı kulüpler bir türlü hak ettiği şampiyonluklara uzanamazken, tüm başarılar medyanın ve diğer bazı düzeneklerin kazancına göre paylaşılırken kaos yoktu da, birileri çıkıp bu kirli düzene "dur" deyince mi kaos oldu futbolumuzda.
Bazılarının ballı börekli düzeninize zeval gelmiş olmasını herkesin ortak kaosu gibi göstermek ciddi bir etik sorundur ve doğrudan kendi sorununuzdur.
Dürüst futbolseverin böyle bir sorunu yoktur.
Turacı saçmalığı
BİR aydır, soruşturmanın ilk gününden itibaren bir sulandırma çabasıdır gidiyor. Ne kadar kulübü dahil edersek o kadar pazarlık payı olur diye düşünüyor bazıları. Bu yolda, bir türlü gösterilemeyen, açıklanamayan belgelerle bir kulübün Şampiyonlar Ligi hakkı, 10 milyonlarca lirası gasp edildi bu arada. Şimdi de yeni bir karşı atak başlatmış birileri, 'Önder Turacı'ya teşvik verildi' diye. Bakın siz bunlardaki zavallılığa.
Fenerbahçeli olduğu için özel anlaşma gereği oynaması yasak olan, kadroda bulunmayan bir oyuncuya teşvik göndermiş güya Trabzonspor.
O Trabzonspor ki, Ankaragücü'ne kiralık verdiği oyuncusuna bile böyle bir yasak koyma gereği duymamış, onun kafasından gelen golle de 2 puan kaybetmiş.
Dahası, Ümit Karan'ın dünkü ifadesine göre de Kayseri maçı denince tam tersi bir teşvik durumu söz konusudur. Yani bu son hamle de, "Laz", "Hamsi" gibi ırkçı ifadeler kullanan bir takım karakterlerin yazdığı tersten Temel fıkrasıdır, ibretliktir, acizliktir.
Suçluya göre ceza
TÜRK futboluna ne hizmeti olduğu bilinmeyen, soruşturmanın başladığı günden itibaren de futbolumuzun temizlenmesini gerçekten isteyip istemediği konusunda dürüst futbolseverlerin aklında ciddi soru işaretleri oluşturan Kulüpler Birliği adına ilk açıklamayı yapan İlhan Cavcav'ın "Tek ses, tek yürek; hepimiz biriz" ifadesine paralel köşe yazıları yer alıyor yine medyada. Şike yapmayan yoktur, genel af ilan edilsin, saçmalığı sunuldu çözüm olarak kamuoyuna. Haa, ondan önce bir de "Kurtuluş Reçetesi" vardı bazı gazetelerde.
Önce ceza verilecek, sonra tahkim bozacak ya da yönetmelik değiştirilecek.
Niye? Suç işlediği iddia edilen bazı kulüpler egemenlerden diye. Bir Anadolu kentinin kulübü olsa çoktan düşürülmüştü bir alt lige. Suça göre değil, suçluya göre ceza istiyor bizim medya. Bu akıl vermeler, bu reçete yazmaya yeltenmeler ondan hep.
Aydınlar'a tavsiye
FEDERASYON başkanı Mehmet Ali Aydınlar başarılı bir işadamıdır. İş dünyasında büyük deneyimi vardır; ancak hem futbol, hem de sağlık alanında bizlerden yenidir, bu nedenle kendisi "akla gerek yok" dese de, bazı konularda yardımcı olmak vatandaşlık vazifemizdir!
Bakın Mehmet Ali Bey, kendi hastanelerinizde sahte doktorların uyduruk reçeteler yazmasına izin verseydiniz, bugün özel sağlık sektörünün liderlerinden biri olabilir miydiniz?
O hastanelerde nasıl hastanın adına göre değil, kitaba göre tedavi uygulayan değerli hocalar, önemli meslektaşlarım varsa, TFF'de de aynı sistem işlemeli, suçluya göre değil, suça göre ceza olmalıdır. Gasp edilen Süper Lig hakları ve şampiyonluklar da derhal gerçek sahiplerine geri verilmelidir. Sorumluluk sırtınızdadır.