İyi Örnek, Tek Ahlâk
Transfer dönemi futbolun en kıpır kıpır mevsimi belki de. Acıların unutulmaya, ümitlerin yeşertilmeye çalışıldığı zaman. Bu yıl transfer çok hareketli. İyi kadrolarla artık şampiyonluğa oynayacağını ilan eden Anadolu kulüplerinin, aksine çok iyi oyuncularını ama çok da iyi rakamlara sattığı bir dönem yaşıyoruz.
Bir yandan da milli maçlar devam ediyor. 2011 yılında 8 kategoride açıklanan kadrolarda toplam 190 oyuncu yer aldı. Havuzda, bu yazının üretildiği an itibariyle, Trabzonsporlu görünen oyuncu sayısı sadece 9. Egemen ve Selçuk artık bordo-mavi değil, Ceyhun ile Umut belirsiz. Bursa'dan yeni transfer edilen Eren Albayrak U20, 1461 Trabzonlu Hasan Ahmet Sarı U19, Emre Aydın ve Yüksel Şişman U16 kadrosunda.
Trabzonspor'un şampiyon olduğu tek kategori U14'ün ise milli takımı yok.
Transferde adı Trabzon'la anılan sadece Alper Potuk var kadrolarda. A Millileri zaten saymıyorum da diğer kategorilerdeki 22 gurbetçi için de Trabzonspor'un girişimde bulunduğuna dair bir haber yok. Ama... Tekelioğlu'nun altyapı direktörlüğünden ayrıldığını, Özkan Sümer'in geleceğini okuduk "büyük haber" olarak… Transfer elbette önemli konu. Eldeki kadronun kalitesini koruyup eksikleri giderme şansı. Trabzonspor kötü başladı sınava. Egemen Korkmaz ve Selçuk İnan'ın çok erken kaybı moralleri bozdu. Ancak daha kötüsü, bu oyuncular gittikten sonra takınılan tavırdı.
3 sezon büyük ciddiyetle hizmet veren bu 2 oyuncunun ardından başkan, yönetim ve yerel medya tarafından olumsuz açıklamalar yer aldı gazetelerde, internet sitelerinde.
Selçuk ve Egemen meselesi
Oysa, ligin son dakikasına kadar görevlerini başarıyla yapmıştı ikisi de. İki kez şampiyonluğa oynayan, birinde averajla kaybeden, bir Türkiye Kupası ve bir de Süper Kupa kazanan kadronun başatlarıydı onlar.
Başkan Şener, Selçuk'a ve Galatasaray'a sitem etti transfer için. Tamam, Selçuk'un "Sadece Avrupa, olmazsa Trabzonspor" derken belki çoktan Galatasaray'la anlaşmış olması şık değildi; ama bugüne kadar sayısız futbolcunun yaptığı bir şey değil miydi bu?
Ya sözleşmesi biten bu oyunculara sitem eden Trabzonspor'un adının, sözleşmesi devam eden bazı Bursasporlu, Gaziantepli oyuncularla anılmasına ne diyeceğiz? Ha bir de "Kongreyi ben kazanırsam Selçuk imzalar" diyen başkanın durumuna?
Bir sorunun çok sayıda çözümü, bir konuda birden fazla doğru olabilir kâinatta. Ancak "ahlâk" tektir ve kesindir.
Bize farklı, size farklı ahlâk anlayışı olmaz, olmamalı.
Bize yapıldı, o halde biz de yaparız, diyemeyiz, düzgün insan ya da kurumsak. Hakkı olan şampiyonluğun elinden alındığını düşünen ve ifade eden kuruma yakışmaz ilk önce.
Hep ne dedik: "Trabzonspor'un tekrar şampiyon olması elbette önemlidir ama en önemlisi, Türk futbolunda hep iyi örnek olarak kalmasıdır."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.