Tolga dedik...
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 10 Nisan 2011, 23:53:56, Güncelleme: 10 Nisan 2011, 23:55:10
Zaten ilk 45 durağanlığı artık klasikleşmişti.
Bu periyotta takımın en iyisi Tolga idi. En kötüsü ise çoktu; ama birinciliği Jaja'ya verdik.
Ev sahibi, orta sahada göbeği çok kolay geçiyordu, zira misafir ekip top rakipte iken 4 kişiyle ileride kalıyordu.
Haliyle yükleri artan Selçuk ve Colman da çok kötü oynarken uçtaki oyuncuları kaçıracak uzun toplar atamıyorlardı.
Galatasaray rakibinin penetrasyon yollarını iyi kapamıştı doğrusu.
Savunma arkasına sızma kralı Burak bunu çok nadiren becerebiliyor, onlarda da çaprazda, kaleye uzak buluşuyordu topla.
İkinci yarı başlarken Trabzon'da bir şeyler değişmesi gerekiyordu; ama ne?
Oyuna ağırlığını koyması, puanların hepsini alması gerekiyordu; ama nasıl?
Yine son dakika mucizesi
Hele, "Şenol'a iki takım teslim ettik" diyen başkanın kulübesinde ümit veren bir isim de yokken.
Aslında ikinci yarıda da pek bir şey değişmedi.
Beş dakikalık gayretten sonra yine ürkek, titrek ve kaderine razı gibiydi bordo-mavililer.
Birkaç gol girişimleri olduysa da rakibi sallayamadılar. Ta ki her zamanki son 10 dakikaya kadar.
Trabzonspor'un bu sezonki mucizesiydi zaten son dakikalar. Bir de rakip 10 kişi kalınca...
Liderliği geri alan gol bir üretim harikasıydı gerçekten.
Jaja'nın inceötesi pası ve Burak'ın ani fakat net dokunuşu.
İşte size hayat öpücüğü.
Trabzon bir kez daha tek farklı kazanıp yoluna devam ederken, biz Burak'ın asla pes etmeyişine yine şapka çıkarıyor ve "Tolga" diyorduk belki de ilk kez...