İnönü çok şey anlatır...

Dokuz puanlık avantajı, liderliği ve ikili averajı sadece 6 haftada yitirmek her bünyeyi feci sarsar. Üstelik "Ankaragücü, F.Bahçe, Antalya" üçlü darbesinden sonra tam toparlanırken yeni bir darbe yaşandıysa.
Kabul etmek gerekir ki Trabzonspor artık şampiyonluğa en yakın aday değil.
Bordo-mavililerin ikinci yarıdaki ilk 3 iç saha maçında galip gelememesi matematiksel olarak çok önemli bir kayıp, ancak asıl sıkıntı Kadıköy'deki tablodur. Hatırlarsınız, Yanal zamanında İnönü'de öne geçmesine rağmen tam bir saat rakip yarı sahayı göremeden 1 puanla dönmüştü Trabzon.
Lâkin Beşiktaş'ın da 6 puan önünde kalmıştı 20. hafta biterken... Lig sonunda ise şampiyon Beşiktaş'ın 6 puan gerisindeydi. İki takımın İnönü'deki performansları mevcut puan durumundan bağımsız bir belirleyici olmuştu şampiyonluk için.
Bugünkü tabloya bakarken ne kalan maçlar, ne Fenerbahçe'nin de düşüş yaşayacağı gerçeği net bir şey söylüyor bize. Trabzonspor'un 7 puan önde gittiği Kadıköy'de sergilediği performansta gizlidir asıl işaret.

Bu kez maçın favorisi değil
Bir şampiyon adayının diğeri karşısındaki o amatör görüntüsü eminim her Trabzonsporluda hatta her futbol takip ederde iyi-kötü bir kanı oluşturmuştur. Şimdi Trabzonspor bir kez daha İnönü deplasmanına çıkarken hem iki sezon öncesindeki hem de F.Bahçe maçından 4 gün önceki Beşiktaş performansları ile son Kadıköy başarısızlığının yükünü taşıyacak sırtında. Bordo-mavili ekip deplasmanlarda çok başarılı ama Kadıköy, Ali Sami Yen ve İnönü haricindeki deplasmanlarda. Yani, bu kez de maçın favorisi değil. Oysa son şampiyon Bursa, İstanbul'dan çıkardığı puanlarla erişmişti mutlu sona. Trabzonspor bu kez bizleri, futbol kamuoyunu şaşırtır da bir büyük İstanbul deplasmanında kendine güvenen, rakibini telaşlandıran bir futbol oynayabilirse şampiyonluk yarışı devam edecek demektir. Ancak klasik bir İnönü deplasmanı performansı gelirse yine önümüze, çok net bir işaret olacaktır, kalan haftalarda "aslında" Trabzon'suz bir şampiyonluk yarışı izleyeceğimizi anlatan...