Kendi gerçeğinin doğrusu
Malum, transfer dönemi başladı... Artık gözümüz ekranda, kulağımız radyoda.
Lig heyecanına ara vermişiz. Merak ediyoruz işte:
Alper Tunga öldü mi Almeida oldu mu Simao Sabrosa geldi mi İmdi Süper Lig kızışır… Marka değeri müthiş arttı futbolumuzun. Zaten talep çoktu da şimdi tümden sıraya girecek dünya televizyonları, Spor Toto Süper Lig ve Ziraat Türkiye Kupası maçlarının yayın haklarını alabilmek için. Nihayet yayıncı kuruluş lehine bir gelişme!..
Beşiktaş, salon ve açık alan sporlarındaki flaş transferlerini sürdürürken lider Trabzonspor da bildiğimiz yerli ve bilmediğimiz yabancı transferlerle yoluna devam ediyor.
Meselâ Mehmet Çakır... Sevdiğim bir kardeşim.
Özgün yetenekleri var. Fizik gücünü artırır ve Şenol hocasını iyi dinlerse, bir türlü gerçekleştiremediği çıkışını yapabilir.
Trabzonspor'un ve her cümlesinde "Ben" vurgusunu kullanan başkanı Sadri Şener'in ikinci ikiz transferi Brozekler'i ise çoğumuz Wisla Krakow'dan değil, Youtube ve Facebook'tan tanıyoruz.
Teknik ekibin yıllarca ve defalarca izlediği Polonyalılar'ın biz de videolarını seyrettik.
Pawel'in kendine özgü golcü meziyetleri var. Bazı yönlerden Fatih Tekke'ye de benziyor.
İyi ve ekonomik bir alternatif gibi gözüküyor; ancak büyük bir çıkışı başarma olasılığı da var. Piotr ise golcü olmadığı için pek videosu da yok. Bir sürpriz yapıp Cale ile Gabriç toplamı kadar performans sergilese meselâ!
Polish değil, Polis bakışlı...
Bildiğiniz gibi, Trabzonspor'un Polonyalı karnesi iyidir. Alınamayan Zurawski'yi saymazsak hata oranı düşüktür. Cyzio çok yararlı, Szymek çok önemli oyunculardı. Glowacki de deneyimli ve iyi oyuncu, lâkin bu yaşta o sakatlıkların altından kalkması zor.
Polonyalılar, temel futbol eğitimleri iyi, fizik güçleri yeterli ve uyumlu futbolcular oluyor. Ancak ulusal oyuncu kimlikleri, kelime benzerliği kadar "Polish" yani cilalı değil. Ciddi endamlı daha ziyade "Polis" bakışlı adamlar.
Bu arada, Pawel'in milli forma ile yeterince gol atamaması bazılarının umudunu kırıyor. Ancak Polonya takımı da Deyna, Lato, Szarmach veya Boniek'lerin zamanındaki gibi değil.
Her sürpriz dünya üçüncüsü gibiler yani.
Trabzonspor'un sevenleri ve yetkilileri bunlara takılmasın, orta sahaya gereken transferi yapsın yeter.
Neredeyse hiçbir oyuncunun parasını düzenli alamadığı bir ülkede uyumlu bir kadroyu pahalı transferler ile bozmanın âlemi yok. Kendi gerçeğinin doğrusunu yapıyor Trabzonspor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.