Ters uğur...
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 04 Kasım 2010, 01:04:00
Telefonu açmadan ne diyeceğini biliyordum.
Pazar sabahı, bu yazın en çok kitap okuyan Trabzonsporlu çocuklarının ödül töreninden önce Trabzon pidelerimizi yerken bir öneride bulunmuştum. Egemen duran toplara ileri çıkmasındı, zira toplara çok dengesiz vuruyordu, daha uygun pozisyondaki arkadaşlarına da engel oluyordu.
O daha tek kelime edemeden "Tamam Sinancığım, bir Trabzonspor yazarı olarak bittiğim andır" dedim.
Güldü, "Bu bizim uğurumuz olsun abi" dedi. Yanılan kişinin kendine yine de bir pay çıkarabilmesi için nezaket göstermişti Sinan.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz, temelinden üretilmiş bir pişkinlik ve ülkenin suflörlüğe prim tanıyan aktüel konjonktürüne paralel bir havayla "Bekleyin, Galatasaray maçından önce de bazı isimler vereceğim size" dedim.
Karşı kaleye bir gol bir asist, kendi kalesine de biri gol olan iki asist yapan Egemen'in dışında ilginç bir başka isim çıkaramadı gece, Trabzonspor adına. Rakiplerinin maçlarını bitirmiş olmasının baskısı vardı takımın üzerinde. Güneş'in "Sabırlı oynayın, gol gelmezse veya geriye düşerseniz telaş yapmayın" telkini, organizmalarda aşırı yanıt bulmuş ve miskinliğe dönüşmüştü neredeyse.
Hücumda savunma!
Maçın tüm istatistiklerinde üstün olan bordo- mavililerin koşulan mesafe parametresinde geri kalmış olmasıydı belki de maçı geç koparan etken. Burak, Umut ve Jaja "hücum pres", "savunmayı hücumda başlatma" parodisini o kadar başarılı oynamışlardı ki! Bir nokta... Güneş'in Glowacki tercihini çok akılcı buldum. Galatasaray maçı öncesi bu önemli oyuncuyu düşük hücum profilli bir rakibe karşı test etmesini yani. Polonyalı, sakatlıktan döndüğü ilk maçta yine sakatlandı. Pino veya Baros karşısında bu haliyle çok sıkıntıya düşer düşüncesindeydik. Bakalım pazar akşamı Giray veya Mustafa ne yapacak?
Bir de… Maçtan önce takımlar ısınırken Alan ile Giray'ı gösterdi kameraman kardeşimiz.
Ellerinde telefon, konuştukları yetmezmiş gibi bir de gülüp el salladılar tatlı tatlı!
On birde olmasa bile sahaya telefonla çıkma cüreti Şenol Güneş'in takımında bile oluyorsa, durum dumurdur artık bu ülkede.