Anlarız, anlamazsınız
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 28 Aralık 2009, 20:18:52, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:02:55
ÇOK YÖNLÜ BİR KENTTİR
Trabzon, sadece tescilli bir futbol şehri değil, özellikle Hıristiyan inanışı açısından turistik bir kenttir. Eğer söylentisi dolaşan Ramazan ve içki talebine hoşgörü açılarından sakıncalı görülüyorsa Trabzonlu, elbette Konya ve Kayseri'nin nasıl aday yapıldığını biraz merak eder. Otel sayısı bakımından yeterli bulunmuyorsa, 5 tane 5 yıldızlı, 6 tane 6 yıldızlı otel gerekiyorsa, aday kentlerin durumunu Turizm Bakanlığı'na sual edip görebiliriz. Yine de bilemeyiz tabii. Meselâ, ortalama biletli seyirci sayısı 10 bin civarında olan Kayseri'ye yapılan 30 küsur binlik stat, kentin mobilya üreticisi temasına uygun olarak çekyat sistemiyle yapılmış bir 5 yıldızlı otel midir aynı zamanda! Bir de ekonomisi var tabii bu işlerin. 2012'yi alan Ukrayna'nın sonradan düştüğü durum ortada. Kriz, adaylığının geri alınmasını bile gündeme getirdi; zira hazır olan değil, bizim gibi yapılması planlanan tesislerle aday olmuşlardı. Seyirci sayısı belli, ömrünün önemli kısmını 2. Lig'de geçiren bazı kentlere 30-40 bin kapasiteyle yapılacak stadyumların rantabilitesi nedir, ne olacaktır acaba?
GENİŞ DÜŞÜNÜLÜRSE
Ulaşım ayrı bir dert. Trabzon, ülkenin en hareketli birkaç "enternasyonal" havalimanından birine sahip olsa da, İstanbul'a 80, Ankara'ya 50 dakika tayyare mesafesiyle sakıncalı durumda. O halde, daha geniş düşünüp, daha Marmara ağırlıklı bir liste hazırlanabilir, meselâ Edirne dahil edilerek muhtemel ve muhtelif Balkan takımlarının maçları burada oynanabilirdi. Onların taraftarları maça otomobille gelebilir, kalifiye olanların sonraki eşleşmeleri de Yalova ve Bursa'ya kaydırılarak arabalı vapurla yapacakları unutulmaz seyahatler ülkemize artı puan kazandırabilirdi. Bu anlamda Karacabey Harası ile Manyas Kuş Cenneti'nin otopark olarak düzenlenmesi de çocuk oyuncağıydı.
İZAH EDEBİLSELERDİ!
TFF, olmayan tesisleri ve geleneksel Trabzon körlüğüyle önemli bir organizasyona talip olurken futbolumuzun çok önemli bir değerini, bir lokomotifini, bir enerji kaynağını kırmış ve kızdırmıştır. Oysa, bu işi "varsa tabii" izah ederek ve "mümkünse tabii" gönül alarak yapsa, yasal ve mantıksal altyapısını incelikle ve ayrıntısıyla izah etse, anlayabilirdi Trabzonlu. Ama önce TFF zihniyetinin kendi uğraştığı konunun özünü ve rasyonelini anlaması gerekirdi ki, deneyimlerimize göre, anlatmaktan olduğu gibi anlamaktan da nasipsizdirler. Daha o 2012 gelmeden, 2016'nın kötü haberi geldi Trabzon'a. Olsun, varsın. Trabzon'a değerinden ve şanlı tarihinden kaybettirmez. Ancak federasyon için aynı şeyi söylemek mümkün değil maalesef. Trabzonlu'nun ne tepkisi ne de anlayışı onlara ilaç olmaz asla. Bugüne kadar anlamadıkları gibi bundan sonra da anlamayacaklardır. Zira bu bir nasip meselesidir. Biz onları anlayabiliriz, hoş görebiliriz ancak nefret ve düşmanlık hislerini tedavi edemeyiz, ruhlarını sağaltamayız. Allah onları nasıl yarattıysa öyle yaşayacak ve öyle yargılanacaklardır. Kendilerini mahkum ettikleri yükü mecburen taşıyacaklardır. Bu da onların kötü haberi işte...