Cehennem
22 Kasım PazarPırıl pırıl bir gökyüzü var dışarıda, yorgun ama sadık bir güneş. Yılın son fırsatı deyip gezilecek hava aslında. Bense evde kitap okuyorum. Murat Menteş'in "Korkma Ben Varım" ını... Olağanüstü bir zihinden çıkmış müthiş bir kurgu, geçilmesi zor bir söz cambazlığı. Zeki okuyucular hak ediyor Menteş. Haşa, otorite değilim de, okuyucu aklımla, Türk romanının FrBeigbeder'si gibi geliyor bana. Bir de Hamdi Koç'un "Melekler Erkek Olur"unda böyle bir tat almıştım en son. "Bazı 22 Kasımlar böyle güneşli olur" diyor kitabın ortalarında bir satır. Oradan sonrası "Bugün tarihte ne oldu?" esprisini de yükleniyor zaten. 22 Kasım 1963'te ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy'nin Dallas'ta suikaste uğradığı hatırlatılıyor. Ancak bence daha ilginç not İngiliz yazar Aldous Huxley'nin de aynı gün ölmüş olması. Neden mi?
22 Kasım tesadüfü
O satırları okurken 22 Kasım'dı. Kasımpaşa maçını bekliyordum. Trabzonspor'un, saha hezimeti, teknik adamın gönderilmesi ve kadro dışı bırakmalarla tarihinin en büyük prestij kayıplarından birini yaşayacağı müsabakayı. Maçın sonucunu bilmiyordum; ama filmin sonu belliydi. "Bu dünya belki de başka bir gezegenin cehennemidir" demiş 22 Kasım'da hayata veda eden Huxley. 22 Kasım gecesi, beynim alev alev yanarken, ter içinde uykuya dalmaya çalışırken hatırladım gündüz kitapta okuduğum bu cümleyi. Trabzonspor'un son 25 yılı, benim tanıklık ettiğim önceki 15 yılın cehennemi miydi yoksa? Çocukluğumun, ilk gençliğimin bordo-mavi cennetinin, şimdiki Trabzonsporlu çocukların hiç de hak etmediği cehennemi yaniTrabzonspor'un tüm şampiyonluklarını bizzat yaşamasam, içlerinde zerre kadar haram, bir damla çalınmış alın teri bulunmadığından emin olmasam, o görkemli çağın bir de ceza dönemi olacağı hükmüne eğeceğim boynumu. Yok ama.
Taraftara da yazık
Lâkin, sadece günahla girilmiyor cehennemlere. Hata da yeterli bu ceza için. Süregelen, halı altına süpürülen, çürüyen, kokuşan hatalar. Trabzonspor'u, Trabzonspor yapan değerlerden, doğrulardan uzaklaşmanın kavurucu sonucu bunlar. Önce gelişmiş birey olup sonra Trabzonspor'a yönetici olmak yerine, Trabzonspor'a hasbelkader yönetici seçilerek adamdan sayılmaya heveslenenlerin birikmiş günahlarının yakıcı bedeli. Trabzonspor bu ülkenin şampiyonluğuna tam 6 kez ulaştı. Hem de parası pulu yokken. O başarılar ile oluşan sürekli ve heybetli gelirler ise o yılların altyapısı, dünya görgüsü, futbol bilgisi, birlikte çalışma disiplini, topluma önderlik niteliği eksik vatandaşlar tarafından kayıba, ayıba, üzüntüye, çöküntüye dönüştürüldü. Bunun cehenneminde bugün bu kurum. Trabzonspor sevgisi domuz gribi korkusuna baskın çıkan formalı annelerin ve onların her ihtimale karşı tıbbi maske takarak tribünde hazır ettiği minicik çocuklarının hiç ama hiç hak etmediği cehennemde. Allah sebep olanların taksiratını affetsin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.