Güneş nasıl doğmalı?
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 21 Mayıs 2009, 21:34:37, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:38:24
O davayı unutmalı
Şenol Güneş, Trabzon'daki son görev dönemine istemeden ve hazır olmadan, en çok da bugünkü icracı Hayrettin beyin ısrarıyla başlamıştı. Federasyondan ayrılış şekli ve Ulusoy'la devam eden maddi manevi hesabı aklına takılmış bir halde Trabzonspor'a verebileceğinin en iyisini vermeye çalıştı. Takımı neredeyse şampiyon yapıyordu ki Papila isimli bir karakteri kullanan güçlere takıldı. Bu başarıya rağmen Güneş işine tam konsantre olamadı. Transfer sezonunu başarısız geçirdi ve Şampiyonlar Ligi ön elemesini geçemedi. Her maçtan sonraki basın toplantısında sözü "farkında olmadan" federasyona ve yenen hakkına getirmesi dikkat çekiciydi. Sezonun ilk yarısında ayrıldığında "Bir yanlış her doğruyu götürür" başlıklı bir yazı yazdım. Hazır olmadığı bir dönemde göreve getirilmesinin yanlış olduğunu ve bu yanlışın Trabzon'un diğer doğrularını da bozarak Aktuğ yönetiminin de sonunu getirdiğini anlattım.
Büyük iş yapma zamanı
Şimdi orada değiliz, ancak Güneş'in aynı dosyayı, Türkiye'de kaybetmiş olduğu davayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürmeye çalıştığından korkuyorum. Burada bir durmak lazım bence. Güneş benim için en yüksek derece Trabzonsporlu ve yakın bir dosttur. Ancak Trabzonspor rahmetli babamdan bile önce gelmiş bir sevdiğimdir. Ona zarar gelmesine gönlüm hiç razı olmaz. Güneş, Trabzonspor'a dönecekse mutlaka eski defterleri kapatıp dönmeli, sadece bir konuya odaklanmalı ve "Öğreten Adam" tiplemesinden arınmalıdır. Hepimiz Güneş'in adı gibi aydınlık, aydın, felsefe sahibi bir kişi olduğunu biliyor ve saygı duyuyoruz. Ancak Trabzon'da dönem büyük sözler söyleme değil büyük işler yapma zamanı. Şenol hocanın da bunu yapacak birikimi ve yeteneği vardır. Yeter ki istesin, yeter ki sadece bu hedefe yoğunlaşsın.