Lider ama!..
- Hakan Kulaçoğlu Yazıları
- 02 Aralık 2008, 22:11:15, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 16:30:43
Nasreddin Hoca fıkrası gibi
Öte yandan, kötü oynarken kazandı diye eleştirenlerimiz, puan kaybederken "ama çok iyi oynadı" diye övenlerimiz, ilerisi için umut taşıyanlarımız var. Herkesin haklı olduğu bir Nasreddin Hoca fıkrasına döndürdü bordo-mavili ekip işi. Beşiktaş ve Sivas maçlarının ilk yarılarındaki performans hakikaten doyurucu, umut verici. Bir de şu soruyu soralım kendimize: Ligdeki en yakın rakibine en iyi oyununu sergilediği Avni Aker'deki kupa randevusunda bile yenilen bir takım için ümitli olmak doğru mu? Aslında yeni kurulmuş bir takım olarak zamanın Trabzonspor'un lehine işlemesi doğal. Ara transferde bir iki eksiğini tamamlaması da. Belki daha kestirme ve ekonomik yol şu: İcraat beklenen oyuncuların sadece yarısı bile düzelse bayağı fark yaratılabilir. Yattara, Gökhan, Colman, Selçuk'tan herhangi ikisi birlikte her maç üst düzey performans gösterse gol sorununu aşmak mümkün olabilir. Trabzonspor sahada bir takım, ancak genel anlamda bir kurum. Geniş bir camiaya, köklü bir geleneğe sahip. Ve şampiyonluk denen şey için 2 şey alalım temelde: Gelenek ve yetenek. Yeteneği, aktüel birikimi ne olursa olsun, geleneği olmayan kulüplerin lig şampiyonluğuna ulaşması imkânsıza yakın bir olasılık bu ülkede. Ama Trabzonspor ulaşabilir. Geleneğine sadık kalır, eldeki mevcut yeteneklerini en iyi şekilde kullanabilirse. Ve tabi daha önce çok acısını çektiği başka bir ülkesel geleneğe, "engelleme" geleneğine takılmazsa..