Erkekçe kapışanlar

Karadeniz'deki o dar sokaklı liman kentinde babamın elinden tutup tribünden izlediğim o ilk maçın üzerinden on yıllar geçti. Maç içi heyecanları geçiyorum. Bitişte bir şey oldu; iki takımın topçuları el ele tutuşup tribünlere selam verdiler... Büyüdük de oyundan atılan Metin Oktay'ın elini göğsüne götürüp kendisine 'kötü tezahüratta bulunanlara' verdiği selamın peşine düştüm. Bir maçta fileleri yırtan şutunun ardından rakip küçük düşmesin diye yırtığın olduğu yeri taraftarın birinden aldığı şemsiyeyle kapatmasının peşine Papazın Çayırı'ndaki o ilk kapışmanın üstünden 100 yıl kadar bir süre geçti. 100 yıldır türlü türlü kapışıyorlar. Büyük arızaların çıktığı maçlar oldu. olmadı değil. Tekmeler havada uçuştu, uçuşmadı değil. Erkekçe vuruştuklarını savlayan bu genç insan grupları enselerine, aşillerine-tendonlarına birbirlerinin, ayak bileklerine, alın nahiyesine yazıldılar, itip kaktılar birbirlerini, yenmek kadar yenilmek olgusunu hiçe sayıp. Ama bildiğim ki bu takımların oyuncuları 'Ortadoğu batakhanesindeki' korumalar gibi dalaşmazlar birbirleriyle. Dünyanın 'büyük derbileri' büyük oyuncuları vardır. Büyük olarak kayda düşülmüş takımların büyük tavırları.
Hıncal ustayı anlıyorum
Bu derbi dünya sıralamasında bir yerlere oturacak elbette ki. Ama bu oyunun güzelliğine hürmeti zedeleyen anlayışı, kısırlığı, kavgası-gürültüsü dolayısıyla. 'Bunlar futbolda var. Olmasa bugün ne konuşacaktık?' diyenlere mesafeli duruyorum. Hıncal ustanın "Bu seviyesiz kapışmaları değerlendirmek istemiyorum!" yollu serzenişinin nedenini daha iyi anlıyorum şimdi. Yıldırım Demirören "İki büyük yaratılmaya çalışılıyor, bizi dışarıda bırakmak istiyorlar" demişti. Daha önce Adnan Polat maç sonrası şöyle bir şeyler söylemişti: "Güzel bir tezgâh ortaya konmuş. İki takım da ligden düşürüldü." Hemen ardına Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'ı ekleyelim: "Bizi şampiyon yapmayacaklar." Bu açıklamaların oluşturduğu gergin hava ortada şimdi. Bilmiyorum Fenerbahçe kalecisi Volkan, Galatasaray'ın acarını 'istediği' yerde bekliyor mu? Ve buluştular diyelim, ne yapacaklar acaba?