Ne oluyor beyler?
- Hakan Dilek Yazıları
- 06 Ekim 2008, 01:08:25, Güncelleme: 15 Temmuz 2010, 17:38:58
Geçen hafta şöyle bir şey yazmıştım; "Her hafta başka bir Galatasaray izleyeceğiz herhalde!" Kimi övsek bir hafta önceki performansının gerisine düşüyor. Yergi bir şeye yarıyacaksa önce Arda'dan başlamak gerek herhalde. O yaşıyla ikinci yarının ortalarına doğru tükenen Arda'dan! Ustalar oynarsa Galatasaray yürüyecek, Baros gol kralı olacak, Hasan Şaş futbol hayatını belki de taçlandırarak bitirecek, eminim 'Çok uzun süre Türkiye'de kalmayacağım' diyen Kewel bile fikrini değiştirecek. Ateşten, demirden doğacakların en mükemmeli doğacak bizden. Heyhat, dedim ya ne desek suya yazılıyor. Akan bir sudur futbol takımı oysa. Her dönemeçte kendi yatağını zorlayan bir akarsu. Taşlara çarpa çarpa ey yolcu; lig futbol adına 'uzun bir maratondur'. Saçma.. maraton uzun bir koşudur zaten. Galatasaray Türkçe'yi böyle kullanan spor yorumcuları gibiydi dün akşam.
Kuleler yarışamıyor
Edat, yüklem, öznesi belli olmayan cümleler gibiydi Galatasaray. Her hafta imlamızı bozan cümleler gibi. Oysa Lincoln bir tümce gibiydi şiirde; cinaslı, zengin kafiye gibiydi. Asıl imlamızı bozan o dur bizim. Her gün okula giderken bahçede okuduğumuz ant gibi, gençliğe hitabe; Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.. Hangisisin Lincoln? Bursaspor belli ki Galatasaray'ı çok iyi okumuş. Bellinzona maçı için de aynı eleşytiriyi yapmıştık. Haftalardır devam ediyor aynı şey. Bizim kuleler savaşırken iyi, yarışırken kötü. Bursaspor orta sahası özellikle ustaları Yusuf'u Meira ve Servet'in hemen önünde topla buluşturduklarında tehlike yarattılar. Çünkü Galatasaray'ın orta sahasıyla De Sanctis'in hemen önündeki aut çizgisine kadar neredeyse üç kölü doyuracak kadar tarla boşluğu bırakılmıştı. Timsahlar o tarlayı sürdüler, ektiler, filizlenecek olan nebatın başını beklediler. Sonra da hasatladılar. Helali hoş olsun. Ama bir yanlıştan dönmeyeceklerse kahrolsun. Hırs, motivasyon, cevvaliyet Bursaspor'daydı. Sahada basmadık yer bırakmayan kramponlar timsahlarındı. Bu maç bitse de eve gitsek anlayışında olanlar ise Galatasaray'lı oyunculardı. Biz sevmeye ve kahrolmaya devam edeceğiz. Biliyoruz adama kolay ödemek güçtür. Sezonun başında 'adayanlar' sezon sonunda neyi 'ödeyeceklerini' düşünüyorlardır umarım. Öncelikle böyle bir kaliteli ekip kurup başına o acemiyi geçirenler düşünsün.
Kuleler yarışamıyor
Edat, yüklem, öznesi belli olmayan cümleler gibiydi Galatasaray. Her hafta imlamızı bozan cümleler gibi. Oysa Lincoln bir tümce gibiydi şiirde; cinaslı, zengin kafiye gibiydi. Asıl imlamızı bozan o dur bizim. Her gün okula giderken bahçede okuduğumuz ant gibi, gençliğe hitabe; Türk'üm, doğruyum, çalışkanım.. Hangisisin Lincoln? Bursaspor belli ki Galatasaray'ı çok iyi okumuş. Bellinzona maçı için de aynı eleşytiriyi yapmıştık. Haftalardır devam ediyor aynı şey. Bizim kuleler savaşırken iyi, yarışırken kötü. Bursaspor orta sahası özellikle ustaları Yusuf'u Meira ve Servet'in hemen önünde topla buluşturduklarında tehlike yarattılar. Çünkü Galatasaray'ın orta sahasıyla De Sanctis'in hemen önündeki aut çizgisine kadar neredeyse üç kölü doyuracak kadar tarla boşluğu bırakılmıştı. Timsahlar o tarlayı sürdüler, ektiler, filizlenecek olan nebatın başını beklediler. Sonra da hasatladılar. Helali hoş olsun. Ama bir yanlıştan dönmeyeceklerse kahrolsun. Hırs, motivasyon, cevvaliyet Bursaspor'daydı. Sahada basmadık yer bırakmayan kramponlar timsahlarındı. Bu maç bitse de eve gitsek anlayışında olanlar ise Galatasaray'lı oyunculardı. Biz sevmeye ve kahrolmaya devam edeceğiz. Biliyoruz adama kolay ödemek güçtür. Sezonun başında 'adayanlar' sezon sonunda neyi 'ödeyeceklerini' düşünüyorlardır umarım. Öncelikle böyle bir kaliteli ekip kurup başına o acemiyi geçirenler düşünsün.