Keyif maçları!
Yılların içinden gelen ilk ders; "en kolay maç, aslında en zor olanıdır" diye karşınıza çıkar. "Kazanırız" dersiniz ama rakip de size "kazandırmamanın" peşindedir. Dakikalar geçer, duvarı delemezsiniz ve örneklerini çokça hatırlayacağınız gibi, spikerler; "uzatma dakikalarında gelişen ani atakla" şeklindeki cümlesiyle mağlubiyeti anlatırlar. Fenerbahçe, Pendikspor'u ilk andan itibaren yakalarından kaldırıp, sarstı ama olgun atak eliştiremedi. Çok iyi kapanan, yardımlaşan bir takım vardı karşılarında. Bunun üstüne daha 9. dakikada Fred sakatlanıp, Zajc ile değişti. "Acaba" telaşını tek göstermeyen sahadaki oyuncular oldu. Akıllı kaldılar, acele etmediler, doğru zamanı beklediler ve hatalar geldi. Pendikspor'un tek planı savunmak olunca, bu baskıdan çıkmaları da kolay değildi. Fenerbahçeliler'in "keyif maçları" devam ediyor. Her bileği büken bir takımları oldu. Ama rakiplerini yenmek yetmiyor. "VAR" diye bir şey var. İrfan Can Kahveci'nin defansa çarpıp ağlara giden golünü nasıl "ofsayt" yaparız diye uğraşmadılar elbette ! Buz gibi golün, "gol" olması için bekledi herkes… Boşuna demiyoruz "operasyon var" diye. "Hakemi de yeniriz" boş hükümdür. 10 hafta yenersiniz, sonra bir bakarsınız en önemli maçınız öncesinde sınırdaki oyuncularınız kart cezalısı olmuş. Dzeko üç gol atarak Pendik'teki Boşnakları selamladı bu sürede. MHK yatsın – kalksın İsmail Kartal'a şükretsin. Öyle bir takım yaptı ki, Fenerbahçe taraftarının istimi sınırda kalıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.