Sıyrılma zamanı

Altı hafta geçip, taşlar yerine oturmaya başladıktan sonra, daha keskin olmamız gerekiyor. Fenerbahçe açısından süreç, önündeki taşları temizlemekle geçti. Trabzonspor, Başakşehir, Alanya ve Galatasaray maçlarını tamamladı, üçü deplasmandı.
Bundan sonra rakipleri birbiri ile oynarken aradan sıyrılması gerekiyor.
Bu haftaları mevkisinde oynamayan dört oyuncu (Deniz Türüç, Jailson, Ozan, Dirar) ile geçmek zorunda da kaldı.
Ersun Yanal zaten bu konuların altını çizdi. Şimdi oyununu güçlendirip, daha az hata yapmanın peşine düşecek.
Derbi neydi?
Derbideki oyundan kimse memnun değildi. Ancak iki teknik adam da, karşılıklı olarak iyi oynadıklarını söyledi ve futbollarını meth etti. Demek ki; nereden baktığınıza göre değişiyor.
İlk yarıda iki tarafın da üst düzey mücadelesi vardı. Maç bittiğinde Fenerbahçe'nin 120, Galatasaray'ın ise 100'e yakın top kaybı olduğu işaretlendi. Böylesine kritik maçta, iki takım da birbirini sıkı kollamış, zora sokmuş, topun peşine düşmüş ve hata yaptırmış.
"Böyle strateji olur mu?" diye bilirsiniz. Eğer Mourinho'yu beğeniyorsanız, çok abes kaçar.
Kaybedenin sadece üç puan yitireceği bir maç olmadığını anlayana kadar da, derbi futbolunu beğenmeyenler olacak.
Ama "oyun" böyle bir şey değil.
İki Galatasaray
Derbinin ikinci 45'i ile PSG maçının tamamını değerlendirirsek, birincisinde seyircisinden korkan ve yenilmek istemeyen bir Galatasaray takımını tarif etmeliyiz. Risk almadılar, kontrolü elden bırakmadılar, pozisyon vermemek için direndiler.
Ama aynı oyuncular PSG karşısında, seyircilerini coşkuya iten mücadeleyi ortaya koydu.
Tribünler bir dakika susmadı, ıslıklar – tezahüratlar bir an bitmedi.
Dolayısı ile oyuncunun vücut dilinin sinerjisini konuşabiliriz.
Taraftarı Fenerbahçe maçında inanmadı takımına, sustu.
PSG karşısında ise arzuyu – inancı görünce; coştu.
Arslanboğa neden gitti?
MHK'nin önerisi üzerine Suat Arslanboğa'nın sözleşmesi bitirildi. Herkes Beşiktaş – Başakşehir maçındaki "son adam" pozisyonuna takıldı ama gerçek Ljajic'in şiddetli itmesine çıkmayan kırmızı karttı.
Üst düzey MHK yetkilisi, "Hakem yanlış karar verir, insani hatadır.
Ama itilip-kakılıyor, teknik adamların sahaya girmesine göz yumuyorsa, o düdüğü çalamaz" dedi.
Arslanboğa, hakemlerin, dolayısı ile Futbol Federasyonu'nun "onurunu" koruyamadığı için gitti.
Antepliler nerede?
on haftanın seyirci rakamları açıklandığında, Gaziantep FK'nın maçına 7 bin 200 kişinin geldiği ortaya çıktı. Lige yeni gelen takımları, kazandığında lig lideri olacağı maça çıkıyor ama Gaziantepliler ortada yok. Ama iş protesto etmeye, şikayetçi olmaya gelince hepsinin sesi gür.
Antepli hemşehrilerim, takım iyi gidiyor, arkasında durun ki; sizin için oynasınlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.