Travma önlendi
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 06 Eylül 2019, 00:32:08, Güncelleme: 06 Eylül 2019, 08:00:07
Ligin başında çok kırılgan, dengeleri de gözeten bir haftayı bitirdik. Rakibinin üç kırmızı gördüğü maçta, Galatasaray son saniyelerde üç puana ulaştı.
Bir gün sonra iki kırmızı kartın gösterilmediği, VAR'ın devreye girmediği 90 dakikada Beşiktaş maçı berabere bitirdi.
İki takım için kırılma, rakipleri için ise "denge" karşılaşması Kadıköy'de oynandı, berabere bitti. Buradan bir galip çıksaydı, Galatasaray ve Beşiktaş sonuçtan etkilenmeyecekti.
İkişer puan kaybı ile alttakilerle yukardakiler arasındaki fark korundu, rekabet için eşitlenme sağlandı, sezon başı travması önlendi.
MHK'NIN İŞİ ZOR
FIFA diyor ki hakemlere;
"İkinci sarı kart tartışılır olmasın. İhraca neden oluyorsa, takdir hakkı kullanmayın.
Herkes aynı fikirde olsun." Hakem için cesur olmak kadar, inandırıcılık da önemli. Mustafa Öğretmenoğlu'nun eğitimi bu noktada çok yetersiz veya hakemin oyun görüşü genelin çok altında.
Veya Beşiktaş-Rizespor maçının VAR hakemi. Bir daha o koltuğa da oturmamalı, düdük çalmaktan da vazgeçmeli.
O hakemi gönder, ötekini kızağa çek, berikinin moralini yükseltmeye çalış. MHK Başkanı Zekeriya Alp'in işi çok zor. Gerektiğinde hakemlerini korumak için ortaya çıkması da gerekiyor ama nereden tutsa elinde kalıyor.
TRİBÜN GERİLİMİ
Sosyal medyadaki öfke, tribünleri de sarmış durumda. Bir tanesi hariç, taraftar grupları sahadaki hataların kasıtlı olduğuna inanıyor. Çünkü o hatalar başkası için yapılmadı uzun süre.
Bu noktadan hareketle, hakemlerin karar yetersizliklerini kaliteye veya yeteneğe de bağlamak mümkün olmuyor. Biz ne kadar bunu savunsak da, bir hafta sonra bir tanesi çıkıp, öyle bir karar veriyor ki; her şey alt-üst oluyor.
Bu yüzden VAR sistemini FIFA'nın genellemesinden biraz ayırmak, en azından açık hareketlerde hakemin taktir hakkını bir daha gözden geçirmesini sağlamak en kısa yol.
Yani; Antalyaspor'un kazandığı penaltı için hakemi çağırma ama Roco'nun dirsek atışını bir daha seyrettir. O yine kırmızı göstermesin.
Bu tavır, "Birileri korunuyor, iki taraf da suskun kaldı" bakış açısını da değiştirir.
GUSTAVO-OZAN
Gustavo'nun gelmesinin, takımın klasman yükseltmesine neden olacağı konuşuldu. Sadece bir orta saha oyuncusu değil, oyun lideri de getirdiler. Üst düzey tecrübesi ve çözüm bulma yeteneği Emre Belözoğlu ile birlikte fark yaratacak bir kalite üretirler.
Gustavo, sol bek ve sol stoper de oynayabiliyor, dolayısı ile Ozan ve Tolga rotasyonu da seçenek haline getirir. Bir frikik ustası olması da ayrı bir şans.
Isla'nın sakatlanması Ozan'ı sağ beke çekti. Tolga'nın performansı göze batsa da, genç oyuncunun özellikle hücum opsiyonlarında veya rakip ceza alanı içindeki eksikliğini hissettirdi.
Yani; artık Fenerbahçe taraftarının, "Böyle oynasınlar, yenilsinler" dönemi başladı. Keyif alsınlar...