Mantıktan bahsetme!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un son açıklaması önemli; "UEFA'nın vereceği karara göre transfer kararlarını vereceğiz. Bu nedenle ay sonuna kadar Bankalar Birliği ile yapılacak yapılandırma anlaşması önemli." Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu da, yeni sezonda Avrupa'da oynayabilmek için aynı anlaşmaya vurgu yaptı. Elleri – kolları bağlı halde bekliyorlar.
Eğer ceza gelirse, şampiyonluğa oynayacak bir takım kurmak doğru olur mu?
Düğüm bu noktada. Mantık; ilk dörde oynayacak, bir sene sonra şampiyonluğu kovalayacak bir yapılandırmayı uygun görüyor.
Ama duygular sel olmuş, mantıklı düşünemiyor.
Özellikle geçen sezonu yaşayan Fenerbahçeliler'in zirvede oturan, kazanan bir takımın hasretini çektikleri gerçek. Bu taraftarlara bir sene daha bekleyeceğiz dediğinizde, "haklısınız" cevabını almanız çok mümkün görünmüyor.
***
Bu ikilem içinde kaldı Ali Koç.
Şampiyonlar Ligi'nin cazip gelirleri için bütçeyi yükseltmek istese de, kazanılmayan parayı harcayarak, kulübün zaten kötü olan mali durumunu, daha da beter etme ihtimali var.
Peki, milyona yakın Fenerbahçe taraftarı, 'Fener Ol' kampanyası ile kulübe 30 milyon euro civarında katkı yaptı. Bu bir yerde Şampiyonlar Ligi gelirini, peşin peşin içeriye sokmak gibi.
Bu katkı yönetime nefes aldırsa da, transfer yasaklarının önünü açmadı.
Ama bir şeyi fark etti herkes; takım sahada iyiyse, güven veriyorsa, tribünler saygı duyuyorsa, Şampiyonlar Ligi gelirini, o taraftarın coşkusuyla kapatabiliyorsunuz.
Ali Koç ve arkadaşları, imkanlarını sonuna kadar kullanarak bunu sağlayacak doğru transferleri yapmalı.
Fenerbahçeliler'in şampiyonluktan bahsetmeye, o iddia ile dolaşmaya ihtiyaçları var. Süreç "mantıksız" gözükse de, sonuçta hedefi "kar etmek olmayan" bir kurum Fenerbahçe.
BİZİM ÇOCUKLAR YENİLDİ
Genç bir milli takımımız var.
Fransa'yı yenerek kendi kapasitelerini fark ettiler.
İzlanda'ya yenilerek de futbolda geçmişin olmadığını, her maçın ayrı önemi olduğunu anladılar.
Ozan ve Hakan üstünden ağır eleştiriler geldi. Cengiz ve Mahmut'un yerini elbette dolduramadılar. Ancak Fransa'yı yenen düzenden Şenol Güneş'in vazgeçmesini beklemek esas yanlış olurdu. Hiçbir teknik adam bu kadar büyük "acemilik" olacağını tahmin edemezdi.
***
Televizyondan seyredenler İzlanda kalecisini ilk olarak 35. dakikada gördüler. Bu durumu iki oyuncu ile açıklamak, en büyük cahillik zaten. Tüm takım, öncelikli olarak da "ağabeyler" durumu fark etmelerine rağmen, ellerini taşın altına sokmamışlar.
Ne zaman ki ikinci golü attı İzlanda, sahasında kaldı zaten.
Abdülkadir'in de, Yusuf'un da oyuna girme şartı, zaten bu görüntüydü.
Bizim çocuklar iyiye gidiyorlar, öğreniyorlar, destek bekliyorlar.
Şımarıklık derecesinden uzaklaşmalarını sağlayarak, onlarla beraber yürümeliyiz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.