Ersun Yanal’ın sınavı var
- Gürcan Bilgiç Yazıları
- 08 Mayıs 2019, 23:24:05, Güncelleme: 09 Mayıs 2019, 08:00:18
Derbinin tartışmaları arasında, Fenerbahçe'nin bu sezon oynadığı en iyi iki maçtan biri karambole gitti.
Kasımpaşa karşısında sadece rakamlarda değil, sahanın her yerinde üstünlük sağlayan, ilk dakikadan itibaren "kazanacak" mesajı veren performans, Bülent Yıldırım'ın çaldığı – çalmadığı düdüklerle kayboldu.
Çoğu yorumcu bu oyunu Kasımpaşa'nın kötü olmasına bağladı.
Tersten baktığınızda Fenerbahçe iyi olduğu için, rakip böyle göründü diyebiliriz.
Peki neydi değişen?
Gerçekten de Alanya ve Trabzonspor maçlarının iç karartıcı oyunlarının peşine, böyle bir üstünlüğü kimse beklemiyordu.
Ersun Yanal'ın sıkça vurguladığı, hangi takımda oynadıklarını hatırlamaları gerektiği duygusunu, bu kez tüm takımda gördük.
Dirar – İsla ikilisinin rüzgarı karşısında dağılan bir defans kurgusu, Valbuena'nın aldığı sorumluluk veya genç Eljif'in toplu driplingleri, Ankaragücü maçı sonrasında Fenerbahçe'ye en iyi ve etkili oyunu getirdi.
Sonuç kısmına geldiğimizde ise, bu görüntünün tabelada olmasa bile kalan üç maçta sahada tekrarlanması, Ersun Yanal hakkındaki soru işaretlerinin ve güvensizliğin de bitmesini sağlar.
Her ne kadar "Bu takım benim değil" dese de, görevi kabul ettiğinde "daha iyisini" yapmayı kabul etmişti.
FENER OL'UN ÖNEMİ
Yeni sezonun yapılanması, transferlerin gerçekleşmesi, genç oyuncular için planlamanın yapılması ve spor kulübü olarak zirve ortaklıklarının devam etmesi için "Fener Ol" kampanyası hayati önem taşıyor.
Tüm taraftarların bütçesi imkanında desteğe devam etmesi, bir akşam yemeği bedelini feda etmesi, yeni sezonda güvenle izleyecekleri kadroları getirir.
Beşi ilk onbir olmak üzere, en az sekiz transfer planlanıyor.
Sayı artar ama düşmez. İlk kez kadro planlaması altı ay önceden başladı. Pazarlıklar – görüşmeler sürüyor. Bunun için UEFA'nın kıskacından çıkmak gerekiyor. Bunun için en önemli görev taraftar da. Unutmasınlar Başkan Koç'un ikinci cümlesi, "Ben de taraftarım"dır.
Kasımpaşa karşısında sadece rakamlarda değil, sahanın her yerinde üstünlük sağlayan, ilk dakikadan itibaren "kazanacak" mesajı veren performans, Bülent Yıldırım'ın çaldığı – çalmadığı düdüklerle kayboldu.
Çoğu yorumcu bu oyunu Kasımpaşa'nın kötü olmasına bağladı.
Tersten baktığınızda Fenerbahçe iyi olduğu için, rakip böyle göründü diyebiliriz.
Peki neydi değişen?
Gerçekten de Alanya ve Trabzonspor maçlarının iç karartıcı oyunlarının peşine, böyle bir üstünlüğü kimse beklemiyordu.
Ersun Yanal'ın sıkça vurguladığı, hangi takımda oynadıklarını hatırlamaları gerektiği duygusunu, bu kez tüm takımda gördük.
Dirar – İsla ikilisinin rüzgarı karşısında dağılan bir defans kurgusu, Valbuena'nın aldığı sorumluluk veya genç Eljif'in toplu driplingleri, Ankaragücü maçı sonrasında Fenerbahçe'ye en iyi ve etkili oyunu getirdi.
Sonuç kısmına geldiğimizde ise, bu görüntünün tabelada olmasa bile kalan üç maçta sahada tekrarlanması, Ersun Yanal hakkındaki soru işaretlerinin ve güvensizliğin de bitmesini sağlar.
Her ne kadar "Bu takım benim değil" dese de, görevi kabul ettiğinde "daha iyisini" yapmayı kabul etmişti.
FENER OL'UN ÖNEMİ
Yeni sezonun yapılanması, transferlerin gerçekleşmesi, genç oyuncular için planlamanın yapılması ve spor kulübü olarak zirve ortaklıklarının devam etmesi için "Fener Ol" kampanyası hayati önem taşıyor.
Tüm taraftarların bütçesi imkanında desteğe devam etmesi, bir akşam yemeği bedelini feda etmesi, yeni sezonda güvenle izleyecekleri kadroları getirir.
Beşi ilk onbir olmak üzere, en az sekiz transfer planlanıyor.
Sayı artar ama düşmez. İlk kez kadro planlaması altı ay önceden başladı. Pazarlıklar – görüşmeler sürüyor. Bunun için UEFA'nın kıskacından çıkmak gerekiyor. Bunun için en önemli görev taraftar da. Unutmasınlar Başkan Koç'un ikinci cümlesi, "Ben de taraftarım"dır.