Kurtar bizi MHK

İki derbinin arkasından yeni hikayeler geleceği belliydi. Haftanın kazananı Beşiktaş, sıkışanı ise Galatasaray oldu. Bir anda ortalık karıştı ve kalan altı haftanın sahada sonuçlanması tehlikeye girdi. Nereden başlayalım; sadece devre arasında 25 milyon euro bonservis ödeyip, Şampiyonlar Ligi'nin cazip gelirlerine yatırım yaptı Galatasaray. Öyle ki; Diagne'ye verdikleri para kadar, 31 Mart öncesinde bankadan kredi alıp, oyuncularına ödeme yaptılar. Yine de ne puan farkı kapanabildi, ne de mayıs için umutlandılar. Fenerbahçe maçındaki hakem kararlarının peşinden, Mustafa Cengiz'in MHK'yi ziyaret etmesinin anlamı, "Kalan altı maçta hatalar bizim lehimize olsun" bakışının altyapısını kurmak. İkincilik için çekiştiği Beşiktaş, şampiyonlukta kovaladığı Başakşehir ile maçı var Galatasaray'ın. İkisi için de düdüklerin tartısının şaşmasını ya da şaşmamasını istiyor. Çünkü bırakın şampiyonluğu, ikinci olup Şampiyonlar Ligi için eleme oynaması bile tehlikeye girdi.

Bunun üstüne Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ da MHK ufuklarında kendini gösterdi. Çünkü biliyor tehlikeyi, önceden yaşanmışlıklar var. Camiaların büyüklüğünün, sahadaki oyunun önüne geçmesinden endişeli. Son dönemeçte kaybetmek istemiyor. Fenerbahçe maçı sonrası, artık Cumhuriyet Savcılığı dosyalarına da giren Abdurrahim Albayrak açıklamaları vardı. Başakşehir'in rakibi Rizespor'un iki önemli oyuncusunun sarı kart cezalısı durumuna düştüğüne işaret ediyor. Futbol dilinde, "Rakibimizin önünü açıyorlar" demek bu. En kötü sezonunu yaşayan, 60 dakika 10 kişi oynayan Fenerbahçe'yi yenemedi Galatasaray. Hakemden dem vuruyor ama kazanmak için hiçbir şey üretemediğini söyleyemiyorlar. Futbolun gözü sahadan ayrıldı, polemiklere yöneldi. Eğer takımdan ümidinizi kesmişseniz, hakemden çare aramanız kaçınılmaz. Çok yaşadık böyle olayları. Bütün bu mücadele en az 20 milyon euro olan Şampiyonlar Ligi geliri için aslında. Başakşehir için çok şey değişmez ama, Beşiktaş ve Galatasaray'ın bir sezonu daha kurtulur. Merkez Hakem Kurulu (MHK), bu muhasebenin tam ortasında buldu kendini. Bakalım kim kimi, nasıl kurtaracak.

Yanal'ın tartısı
Çok istedi Fenerbahçe taraftarı Ersun Yanal'ı... 2014 hatıralarıyla, rakibi domine eden futbolun, Ersun Hoca'nın gelmesiyle oynanacağını sandılar. Halbuki eldeki oyuncuların kalitesinin, ofansif kurgularda yetersiz olduğu geçen sezon da belliydi, bu sene de farklı değildi. Yanal hangi antrenmanı yaptırırsa yaptırsın, 10 pozisyondan birini gol yapabiliyorsa o oyuncular, kimi getirseniz nafile… Hepsi anladı Aykut Kocaman'a haksızlık ettiklerini, ama itirafta zorlanıyorlar. Yine Yanal'ın istedikleri, yaptırmaya çalıştıkları Türkiye gerçekleri içinde doğruydu. Daha önde oynamaya çalışan ve kaleye direkt giden oyunu oluşturdu. Bu futbolun karşılığını alacak oyuncuyu bulamadı. Sözleşmesi biten ve kalmayacağını da bilen 12 oyuncusu var. Yeni sezona yeni bir takım yapmanın peşinde. G.Saray maçının stratejisi eleştirilebilir. Ancak Vodafone'da 3-0'dan maçı döndürecek başka da teknik direktör yok. Bu da bilinsin.