VAR’ın son kurbanı!
Gördüklerini bile doğru yorumlayamayan hakemlerin başı olarak Yusuf Namoğlu istifa etti. İyi yaptı.
Görev süresi içinde 'tartışmasız geçen bir sezon' olmadı. Hepsinde tartışılan kararların 'insani hatalar' olduğunu iddia ediyorlardı.
Ama Ümit Öztürk'ün son VAR tecrübesiyle birlikte, ciddi bir eksiklik ortaya çıktı.
Haklı olarak 'yeteneksiz' bile denemedi Öztürk'e. Yeni FİFA kokartı takılmış bir hakem, verdiği kararın arkasında durmak adına, koca bir ligi tartışılır hale getirdi.
Yeni MHK Başkanı kim olursa olsun, düdük çalanlar değişemeyeceği için, sezonun geri kalanında da sıkıntılar sürecek.
Yusuf Namoğlu bu karar ile iyice gerilen ortama bir nefes aldırdı en azından.
Aslında "VAR'ın son kurbanı, MHK Başkanı oldu" da diyebiliriz.
ESKİ KADIKÖY, YENİ FENERBAHÇE
Rrsun Yanal yüksek nabızlı, baskılı oyun sistemini oyuncularından talep ediyor.
60 dakikada da fena yapmıyorlar.
Bundan sonra sıkıntılar başlıyor ama bu sonraki konu. Öne kalabalık ve istekli giden, kanatlardan yüksek toplarla ceza alanını deneyen ve bunu her maç 25 – 30 kez yapmaya çalışan bir takım, tribünlere de heyecan verir. Ersun Hoca bunun farkında ve taraftarın kendisi için "yanalım" kelimesiyle açtığı başlığa cevap vermeye çalışıyor.
BU NE DEMEK?
Tribünlerin heyecanına yeniden kavuşması, Kadıköy'ün eski günlerine dönmesi anlamına geliyor. Zenit maçını heyecanla ve beklentiyle seyrettiren temel neden de oyuncuların bu vücut dili.
'Bir an önce gol' istiyor seyirciler, takım da topu ayağına aldığında bir an önce rakip kaleye gitmek için depara kalkıyor.
Son maçta bu oyun defansın duvarına çarptı. Etkili oldu ama verimsiz kaldı. Gol duran toptan geldi, diğer pozisyonlar şutlardan.
90 dakikaya eşit yayılacak fizik gücüyle organize edilmesi için ise, bir sezon daha var önümüzde.
Ersun Hoca'nın ikinci bir plan, defans yerleştiğinde gedik arayacak "setler" bulmasını umacağız.
Sadece kanatlardaki üçgenlerin orta getirmesini, bunda da defansın hata yapmasını beklemenin manası kalmadı.
MİLLİ TAKIM PARADOKSU
Fatih Terim'i 11 milyon lira vererek gönderdiler.
Lucescu'ya beş milyon lira ödenecekmiş. Şimdi Şenol Güneş'in ismi gündemde; "Üç yıllık anlaşılacak" deniyor.
2020'de Avrupa Şampiyonası var.
Eğer takımımız buraya gidemez veya gittiği halde başarısız olursa, Şenol Hoca ile de kalan 1.5 yıl için bol sıfırlı bir helalleşme yapılacak.
Genç bir jenerasyon yakalandı.
Altı yıl içinde üç büyük turnuva var. Bu oyuncuları anlayıp, birlikte tutup, onlarla ortak dili yakalayacak daha genç ve hırslı bir teknik adam bulmalıyız aslında.
Federasyon kendini yenilerken, günü kurtarmanın peşine düşecek. Ama haziranda göreve kim gelecekse, bu planlama şansını da onlara vermek doğrusu. Ama öyle bir zamanlama yapıldı ki, Şenol Güneş dışında hiçbir isme şans tanıma imkanı da kalmadı.
Böyle bir teknik adama, "Sen gel dört maçlığına görev yap" denmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.