Görüşme odası!
2010-11 şampiyonluğunun hikayesini yazarken yaptığım bir görüşmede, 17'de 16'lık çıkışın nedenini sormuştum. "Antalya'daki kampta hava çok güzeldi" dedi. Ben takımın havasından bahsettiğini sanıyordum, "Hayır" dedi, "güneşli ve sıcak günler vardı" diye düzeltti. Tam olarak neyi söylemek istediğini anlamaya çalışırken, açıkladı; "Takımın morali yerlerdeydi. Ancak sabah kalktığımızda odaya güneş ışığı giriyor, sahilde yürüyüşler yapıyor, açık havada kahvemizi içiyorduk. Hepimiz pozitif olduk, iyimser bakmaya başladık. Bu ruh hali antrenmanlara da yansıdı, arkadaşlık ilişkilerine de. Bir araya geldik." Çok kötü bir ilk yarının ardından Fenerbahçe yine Antalya'da yara sarmaya gidiyor. Ersun Yanal – Volkan Ballı ikilisi 10 günlük süreçte mutlaka "görüşme odası" bölümünü ağırlıkta tutacak, oyuncularla tek tek görüşecek ve "yeniden" demenin yolunu bulacaklardır. Takım performansında teknik – taktik ve fizik çalışmaların yüzde 50'yi oluşturduğu, geri kalan yüzde 50'nin ise mental olduğu bir gerçek artık. Öne geçtikten sonra kendi sahasından çıkmayan, skoru korumaya çalışan ve panikle oynayan bir kadronun hangi psikolojiyi yaşadığını hesap edin. Ersun Yanal'ın "burası Fenerbahçe" diye konuşmaya başlamasının nedeni de bu. Kazanma alışkanlığını yitirmiş bir kadroyu, yeniden bu fikre getirmekten başka çaresi yok. 10 gün boyunca beyinler yıkanacak.
Plan var mı?
Ersun Yanal'ın hamlelerini hesaplayabiliyoruz ama planlarından haberimiz yok. Başkan Ali Koç ile masaya oturdular, sadece bu seneyi de konuşmadılar. Bir gelişme stratejisi belirlemişlerdir. Bize hiçbir bilgi verilmediği, kulüpte bu işle ilgili hiç kimse telefonunu açmadığı için aslında böyle bir strateji var mı diye de kuşku içindeyiz. "Felsefe değiştiriyoruz" diyen Başkan Koç'un geçmiş dönemdeki gibi kervanı yolda düzmeye çalışması aslında en büyük hayal kırıklığı. Plan olmadığından söyleyecek sözleri de kalmamış olacak ki; kendi içlerine kapanıp, sırlarını saklıyorlar.
Transfer seçenekleri
Ara transferde ilk hamle Malatyaspor'dan Sadık için geldi. Bu bölgedeki eksiği yerli bir oyuncuyla kapatmak istemeleri çok doğru karar. Sadık'ın performansı da artık kariyerine İstanbul'u eklemesini mecbur kılıyor. Çabukluğu en önemli özelliği ve önde oynamak isteyen her teknik adam için uygun seçim olacak.
Keskin bıçak
Beşiktaş ilk yarıda yararlanamadığı oyuncularını kampa götürmüyor. Şenol Güneş yılların tecrübesi ile, "oynamayan oyuncu, problemlidir" tespitini çok iyi bilir. Hepsi milli takım derecesindeki futbolcularına yeni bir yol çizmeleri için de fırsat verdi. Bakalım devam eden sözleşmelerden gelecek garanti parayı mı seçecekler, yoksa yeni kariyer planı mı yapacaklar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.