Teslim de oldular
Başından, sonuna kadar facia hikayesi seyrettirdi bize Fenerbahçe. Titanik'in batışı gibi. "Olmaz" denilen her şeyin başına gelmesini seyrettiriyor.
Akhisar'daki oyunun sürpriz olduğunu veya "beklenmedik" diye nitelendiren olursa eğer, zaten bu oyunun veya futbolun gerçeklerinin farkında değil. Şöyle özetleyelim; takımın en değerli ve beklentisi en yüksek oyuncusu Mehmet Ekici, hakemin elini kaldırıp; çift vuruşu işaret ettiği pozisyonda, topu direkt kaleye kullandı.
Bu oyuncuya, takımın "oyun aklı" olarak bakıyoruz. Fenerbahçe'nin kenar yönetimiyle, sahadakilerin buna cevabı arasında fark yok anlayacağınız.
Devre bittiğinde iki faul yapmıştı F.Bahçe. Kazanması gereken ve büyük bölümünü geride oynadığı 45 dakikada gösterilen agresifliğe bakın hele. Kaybedilen maçlar veya puanlar değil, karşı koyma duygusu.
Her şeyi ile bitmiş, tükenmiş ve saklanmaya başlamış bir grup var.
Giresun'a karşı da aynı duyarsızlık hakimdi. Sezonun tek hedefi için sahaya çıkmışlardı ama bunu hissettirecek kıvılcımı bile çıkarmadılar.
İkinci yarı başladığında takımın oyuncularına veya formatına da bir hamle yapılmadı. Toptan kaçmaya, pastan saklanmaya başlayan oyuncular da çoğaldı. Barış Alıcı ve Eljif tamamen maçtan koptular.
Mehmet Topal'ın gücü kalmadı, Ekici de teslim bayrağını çekti.
Fenerbahçe taraftarı elbette öfkeli. Ama önce kendisinde arasın sorumluluğu. "Fenerbahçe böyle mi oynar" kibiriyle, düzeni bozan birinci unsur onlardı. İkincisi ise Ali Koç'un her şeyini teslim ettiği Comolli.
Cocu ve Koeman sadece sonuçtur. Bir daha tekrarlayalım; futbolu herkes biliyor ama "oyunu" bildiğinizde farklısınız.
Ankaragücü yenilgisi sonrasında Cocu'yu basın toplantısına bile çıkarmadan, "Bu camia bu sonucu kaldıramaz" diyen Ali Koç'un, şimdi Comolli'ye "Fenerbahçe düşme hattında olamaz" demesi gerekir.
Artık Ersun Yanal dışında hiçbir hamlesi de kalmadı. Bu kadar iyi niyete, doğru felsefeye, bütçeye rağmen, bugünü yaşamaları yazık.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.