Haklı isyan!
Aziz Yıldırım daha ilk yarı biterken Futbol Federasyonu'na şikayetlerini iletmişti. Pazartesi günü oynanan maçlardan tutun da, hakem hatalarının dengesizliği ve standart dışı olması üstüne geniş bir dosya hazırladı.
Bir noktanın altını çizelim; Fenerbahçe yönetimi bu açıklamayı "Bizim penaltılarımız verilmiyor" diye yapmadı. Açıkça, "Aynı pozisyonlarda diğer takımlara penaltı-faul çalınırken, bizim maçlarımızda bu kararlar yok" deniyordu.
Epey bir mağdur var
Bu noktadan hareket ile Adanaspor maçı öncesindeki, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu'nu hedef alan, "Hakemlerin bir takım üstüne yoğunlaşan yorum hakları" konulu açıklama geldi.
Fenerbahçe veya Beşiktaş dışındaki diğer kulüpler hakem hatalarından şikayetçi.
Epey bir mağdur var. Çünkü hatalar, "hata" dışına çıkıp, tartışılmayacak pozisyonların, tartışılan haline geldi.
Buna en büyük tepkiyi Başakşehir veya Galatasaray'ın değil de, Fenerbahçe'nin tepki göstermesi de anlaşılır. Çünkü UEFA kelepçesi ile transfer yapamaz hale gelen kulüp, sınırlı kadrosuyla hedefe yürüyebilmesi için, sonucu değiştirecek her karar ihtiyaç duyuyor.
O penaltı maçın çözümü
Evinde berabere kaldığı Alanyaspor maçında, Antalyaspor yenilgisinde veya Adanaspor karşılaşmasında net penaltıları çalınmadı. Eskiden bu hükümleri aşabilecek kaliteyi sahip bir kadroları vardı.
Artık yok.
Mesela; Adanaspor maçında bile verilmeyen penaltıya sığınılması eleştiriliyor.
Haklı bir nokta ama, ilk on birin beş oyuncusu olmadığında, Fenerbahçe ile Adanaspor arasındaki fark da ortadan kalkıyor. Yani; o penaltı Fenerbahçe için maçın çözümü. Nitekim sonuç da bunu söyledi.
NET ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Aziz Yıldırım, son açıklamasında "Sorun kişilerle değil, sistem ile ilgili" diyerek önemli bir vurgu yaptı. Hatta, "Başkanların da değişmesi gerekebilir" cümlesiyle, kendini de kötü gidişatın içine kattı.
Kulüp başkanı olarak elbette, kendi takımını veya camiasını öne çıkartacak.
Söyledikleri ile yaptıklarının da birbirine ters olduğu da vurgulanabilir.
Günü kurtarma peşinde
Fakat ortadaki gerçek, futbolun yönetimindeki plansızlıktır. Futbol Federasyonu günü kurtaracak bir hükmiyette, Fatih Terim de çözüm yerine sorun üreten bir mevki sahibi oldu.
Oyuncu gelişimine yönelik tek bir radikal öneri veya karar olmadığı gibi, üstüne de hakemlerin sabotaj yaparcasına verdikleri hatalı kararlarla ortalık karışıyor.
Ülkenin siyasi ortamındaki gerginlik, kulüp açıklamalarını da veya medyanın bunu işlemesini törpülüyor.
Maçlara olan ilgisizlik de cabası.
Taraftarlar futboldan, kendi takımlarından veya sahadaki mücadelenin samimiyetinden soğudular.
İşler hiç iyi gitmiyor
Başkanlığının 19. yılında kendi kulübü için hiçbir plan yapmayan-uygulamayan Aziz Yıldırım'ın, Futbol Federasyonu'ndan bunu istemesi ne kadar ironi gibi gözükse de, en doğru hükümdür.
Hakem hatalarının kabul edilebilir olmaktan çıkmasıyla, taraftar tepkisinin- öfkesinin büyümesi de beklenen bir gelişme.
İşler iyi gitmiyor; Fenerbahçe için de, diğer takımlar ve tartıştığımız Süper Lig için de.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.