10 puanlık sert viraj

Fenerbahçe ve Trabzonspor dört maçlık sert bir seriye geçirecekler. Galatasaray, Bursaspor, Eskişehirspor ve Gaziantep ile üst üste karşılaşacaklar.
Fenerbahçe geçen hafta bu seriye başladı. Trabzonspor iki hafta arayla aynı rakipleri ağırlayacak.
Dediğim o ki bu maçlardan en az 10 puanı kim çıkartırsa, şampiyonluk ipini de o göğüsler.
Çünkü ligin kalan en sert takımları bunlar. Mağlup edilmesi en zor, puan kaybedilmesi en muhtemel rakipler. Sıralamadaki iddiaları belli, kadro kaliteleri üst seviyelerde veya yakın, iyi teknik adamlara sahipler, taraftarları da şampiyon adaylarını yenmek isteyecek yapıda.
Fenerbahçe, Galatasaray engelini aştı. Bursa ve Gaziantep ile kendi sahasında oynayacak. Eskişehir deplasmanı da kolay değil.
Trabzonspor son dakikalarda attığı gollerle, nispeten kolay rakiplere karşı kazanıyor.
Böyle bir seriye başladığında puan olarak öne geçtiği anda rakipte panik başlayabilir. Bu moral gelecek performanslarını da tetikleyebilir, ya da rehavetin içinde farklı sıkıntılar da yaratabilir.
Sonuçta bir beraberlik hakları var.
Puan puana yarışın devam edebilmesi için...
Aksi taktirde ikisi de bu dönemde yenilirse açılan farkı kapatamayabilir.

* * *
TAYFUN KORKUT
F.BAHÇE, İspanya veya Beşiktaş derken, dünyanın en zor eğitim merkezlerinden birini; Köln Spor Akademisini bitirmiş bir şekilde karşımıza çıktı Tayfun Korkut. Vatani görevini yapmak için gelmiş Türkiye'ye, yeni sezonla birlikte yeni bir ufuk arayacak kendisine.
Almanların bir teknik adamı sahaya çıkacak hale getirmeden önce neler için hazırladıklarını anlattı. Basın toplantısında vereceği cevaplardan, forma seçimindeki hassasiyetlere kadar hiçbir şeyi şansa bırakmadıklarını anlattı. 10.5 ay sürüyor ve eğer başarılı olursanız, karşılaşacağınız her sorun için cebinizde birkaç çözüm hazır duruyor. Ekstrasını yapmak teknik adama kalıyor.
İspanya ve Almanya'da, altyapılarda görev yapan Tayfun Korkut'un bu tecrübelerini bence Ersun Yanal, milli takımlarda değerlendirir. Ama öncelikli hazırlığımız, kendi teknik adamlarımıza da aynı standartta eğitim sunmak... Hatta bu sürece bizim gibi 'ahkam kesen'leri de katmak olmalı.

* * *
ŞİŞELER VE ÇAYLAR
Derbide, Volkan Demirel'in kafasının yanından geçip çimenler üzerindeki yerini alan şişeyi gördük. Arena'da Fenerbahçeli oyuncular da taraftarlar da maç süresince iyi ağırlanmadı. Sahaya her şey atıldı. Küfürleri saymıyorum, her statta oluyor çünkü.
Soyunma odalarında sonuna kadar açılmış hoparlör krizi vardı. Fenerbahçe taraftarları turnikelerin çalıştırılmadığını, içeri girmelerinin zorlaştırıldığını, bunu da kendi yöntemleri ile aştıklarını yazıyorlar. İki bin kişi, camların arkasında oturtuldu. 50 bin rakibin olduğu yerde, susturulma formülünün aktörü oldular.
Garip… Maç bittikten sonra olanlara bakalım bir de... Aziz Yıldırım, belediyeye ve G.Saray kulübüne yazı yazarak kırılan camların, zarar gören hoparlörlerin faturasını istemiş.
Ayrıca bir mesaj daha geçmiş büyük rakibine, "Tribünde bekleyen taraftarlarımıza yaptıkları çay ve kahve ikramından ötürü teşekkür ederiz" demişler.
İki kulübün akil insanlarının yaptıklarına bakın, bir de diğerlerinkine…

* * *
FENER YENDİ ÇÜNKÜ…
DERBİYİ kazanmak Fenerbahçe'ye hayat öpücüğü oldu. Son dakikalara girilirken Bekir'i oyuna sokmaya hazırlanan Aykut Kocaman da dahil olmak üzere, herkes beraberliğe razıydı. Ama kazandılar. Çünkü ekstra bir oyuncuları vardı. Oyuna hüküm, rakibe racon kesen lider bir oyuncu; Alex… Bugün Ertuğrul Sağlam'a, "Bir daha hiçbir Anadolu takımı şampiyon olamaz" dedirten nedeni hepimizin gözüne sokan bir performansla oynuyor Alex. Tek başına maç kazanmıyor ama tek başına her şeyi değiştirebiliyor.

* * *
G.SARAY YENİLDİ ÇÜNKÜ…
TARAFTARINA verebileceği tek hediyeydi bu galibiyet.
Müthiş mücadele ettiler, çok koştular ve 60. dakikada nefeslerini tıkadılar.
Yapacakları tek şeyi, skoru korumayı tercih ettiler. Sadece oyuncuları ile değil, kenardaki teknik heyetiyle de... 90 dakikayı planlayamamanın, kalite olarak fark yaratamamanın bedelini ödediler.
Yapabilecekleri en basit hamle Alex'i kontrol etmekti, bunu bile akıl edemediler.
Bu bir boyunduruk. Sonuçlara F.Bahçe karar veriyor.
G.Saray galibiyet için 'neden' yaratamıyor. Böyle olunca, kazanmaları hep sürpriz olur.