Sivas'ta sırat köprüsü
Fenerbahçe'nin Sivas galibiyeti sadece yerli oyunculara güvenin tazelenmesi veya sezonun en farklı sonucu anlamına gelmiyor. Devre arası ataklarında, transfer gelişmelerinde özellikle Galatasaray'ın gerisinde kalan yönetimin, sırat köprüsünden de geçmesi manasını taşıyor. Daum, elindeki listeyi Aykut Kocaman'a verip tatile giderken, "alınacak futbolcular" beklentisini de kamuoyunun dikkatine sundu. Alman hoca "yetersiz" diyordu kadrosu için. Biraz üstüne gidildiğinde bu görüşünü "üç kulvarda yarışmak için" şeklinde de revize ediyordu. Yönetim sezon başında 20 milyon euro'yu geçen bir transfer harcaması yaptı. Mehmet Topuz, Santos ve Christian bütçenin tamamından fazlasını aldı, götürdü. Yeni bir maliyeti karşılamak mevcut finansal duruma göre çok mümkün gözükmüyordu. Yine de Aykut Kocaman, Brezilya seferleri ile Dentinho'nun transferini zorladı. Bir noktaya kadar da geldiler. Fakat menajer Figer sayesinde Fenerbahçe'nin ününü duyan tüm kulüpler, olabilir bonservis bedelini ikiye çarpıyordu. Pazarlıklar gerçek fiyatı masaya getirmeyince, görüşemeler bitti. Bu arada Jo ve Dos Santos ile birlikte Lucas Neill'i kadrosuna katmıştı Galatasaray… Bir zamanların ünlü oyuncuları, manşetlere gelen süslü resimler, şampiyonluk iddiasındaki iki kulübün iddia oranı gibiydi sanki. Bu fırtına Fenerbahçe taraftarını da galeyana getirdi. Sokakta, statta veya forumlarda "Bizimkiler ne yapıyor?" diye sormaya başladılar. Divan Kurulu'nda Nihat Özdemir'in "Daha iyisini alacağız" açıklaması da düşmüştü sayfalara (Gerçi Sayın Özdemir böyle bir beyanı olmadığını daha sonra açıkladı. Nasıl olduysa tüm gazeteler veya televizyonlar farklı bir demeç yayınlamıştı) Transferin bitmesine saatler kala, beklentileri karşılanmamış mutsuz taraftarlar grubu, Sivas maçını seyretmek için televizyon karşısına geçtiğinde, Aziz başkan ve arkadaşları da sırat köprüsündeydi. Takım ne kadar iyi oynarsa oynasın, alınacak ters bir sonuçta büyük tepkiler alacaklardı. Ve muhtemelen de pazartesi gece yarısına kadar, on milyonlarca euro harcamayı göze alarak, boşta olan bir şöhret bulup getireceklerdi. Ama Semih ve Uğur'un golleri, dokuz yerli (Vederson da bizden artık) oyuncunun kazanma arzusunu hep üst düzeyde tutarak oynamaları, beş gollü bir galibiyeti tabelaya astı. Maç sonunda herkes mutluydu. Yönetim transfere gerek kalmadığı için, oyuncular tekrar güven elde ettiklerinden, taraftarlar da takımlarının gücünü yeniden görme fırsatı bulduklarından. Pazartesiye kalan tartışmalar bir anda "Bir transfer bile yapamayan basiretsiz yönetim" başlığından kurtuldu.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.