Kaos ile yaşamak
Sevgili Selçuk Yula, dün Sivas maçlarında takıma değen sihirli elden bahsediyordu. Biz de haftalardır benzer noktalara temas ediyorduk. Genç yöneticilerin önde gelen oyuncularla yaptıkları toplantı, sonrasında Aragones'ten kaynaklanan sorunların çözümü için hareket geçmeleri, 5 maçlık istekli performansın sihirli temasıydı. Kayseri maçı ile birlikte bu oyuncular yine tecrübeli hocaları ile baş başa kaldılar. Yine idman dozları arttı. Yine adale ağrıları, çekmeler-batmalar başladı. Ve yine rakipten az koştular. Önce kendilerini, sonra skoru korumak adına... Lastiği ilk patlatan Alex oldu. Bu sezon üçüncü arka adale sakatlığını yaşayarak oyunu terk etmek zorunda kaldı. Sahadaki performans kaosunun temel nedeni burada yatıyor aslında. Bir takım, üç maç üst üste mücadele olarak en üst düzeye çıkıp, bir hafta sonra en dibe inemez. Elbette, hızında, formunda, temposunda, isteğinde aksamalar, düşüşler yaşanabilir ama böylesine uçlarda gezmesi hiç normal değil. Bu yüzden Aragones'e güven bunalımı yaşanıyor. Neredeyse vücudundaki her nokta futbolla yoğrulmuşken, bu kaosa çözüm bulamaması inanılır gibi değil. Nasıl oyuncuları eleştirirken, "aymazlık" konusunu temel nokta yapıyorsak, bir de teknik direktörün umursamazlığını, görmezliğini mi tartışacağız. Genç yöneticilerin telkinleri takımı 3-5 maç oynattı. Ama her maç öncesinde bu yola girerlerse, işin çivisi çıkacaktı. Nitekim çıktı da. Kalan haftalar, oynayacağı rakipler Fenerbahçe'nin şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi şanslarını sürdürmesini yeterli kılıyor. Eldeki bu son şanslar kaçmadan, yeterli olmayanlara bir by-pass gerekiyor. Aziz başkan ve yöneticileri artık tereddütten uzaklaşmalı. Yapın artık gereğini!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.