Neden Aragones
Haziran başında ilk haberler geldiğinde inanmamıştım. Telefondaki ses, "Hoca İspanyol olacak" diyordu. Harekete geçirdiğimiz kaynaklarımıza baktırmadığımız, sordurmadığımız İspanyol hoca kalmadı. Hepsi dönüp dolaşıp Aragones'i işaret ediyordu. "Ama" diyordum içimden, "Zico'dan sonra 70 yaşında bir teknik adamla anlaşmazlar. Üstelik takımı Avrupa Şampiyonası'nda ve geçmişindeki olaylarla Fenerbahçe'yle eşleşmesi mümkün değil" Açıkçası kulağım Ramos'daydı. Sevilla'yı yukarılara taşıyan, Totenham'a giden Ramos'un aklının çelindiğinden umutluydum. Bu nedenle gazetede yaptığımız konuşmalarda Aragones'in haber yapılmasını bile istemedim. "Böyle şey olmaz" diyorduk. Doğruyu bulma adına sıkıştırıyorduk kaynaklarımızı. Ama aslında başından itibaren doğruymuş istihbaratlarımız. Resmi internet sitesinin açıklamasından bir hafta önce kesinleştirdik haberi. Aragones'in geçmişi, çalıştırdığı takımlardaki üslubuna kimsenin itiraz edecek hali yok. Bir disiplin abidesi ama aynı zamanda da tutucu. Dediğinin yapılmasını istiyor ve Türkiye'deki bazı benzerleri gibi kendi fikrinin yanlış olduğunu, hata yaptığını asla kabul etmiyor. Eğer ciddi bir kulüp olacak ve belli prensiplerle gelişecekseniz, Aragones tarzı ideal çağdaş formatı oynatıyor, rakiplerini iyi analiz ediyor, kendi takımını buna göre kurguluyor ve saha içinde de oyun planına sadık kalınmasını istiyor. Zico'dan sonra Fenerbahçe'nin başına kim gelirse gelsin zaten bir uyum problemi yaşanacaktı. Zico oyuncuya özgürlüklerini veriyor, detaylarla fazla uğraşmadan, futbolcunun yaratıcılığına yükleniyordu. Şimdi ise sistem ön plana çıkacak, oyuncu bu düzeni destekleyecek. Ve yine başta Samandıra, sonrasında da saha içinde süre gelen disiplin tartışmaları vardı. Herkesin kafasına göre takıldığı, 1980 model bir iletişim ve yönetim tarzı hakimdi Fenerbahçe futbol takımında. Hatırlayın, Fenerbahçe önce Beşiktaş, sonra Chelsea ile oynayacak. İki takımın da hafta sonu maçı var. Zico eşi ile birlikte Atina'da tatil yapıyordu. Aragones daha farklı isteklerle çıkacaktır oyuncuların karşısına. Belli bir düzeni koruyacak ve futbolculardan da buna uymasını isteyecek. Hem saha dışında, hem de içinde. İki yıllık 'lay lay lom'dan sonra, böylesine sert bir tarza uyum sağlamak, başta Brezilyalıları çok zorlayacaktır. Tartışmalar olacak, şikâyetler yapılacak. Ama karşılarında Portekizce'ye en yakın dili konuşan bir İspanyol bulacaklar. En azından anlaşabilecek, birbirlerine birbirlerini daha iyi anlatabilecekler. Bu nedenle Aragones veya İspanyol teknik adam seçimi çok mantıklı. İspanyol futbolu, özellikle orta sahadaki yaratıcılığı ve üstünlüğü ile dünya lideri olma yolunda. Bu nedenle Aragones'in yaşına veya geçmişindeki kötü sabıkalara fazla takılmıyorum. Getirdiği düzenin, Fenerbahçe takımının gelecek temellerini atmasını bekliyorum. Eğer Aragones'in seçimindeki neden böyle bir vizyonsa elbette. Bu kadar uçlarda karar alanlar hakkında böyle düşünmek çok zor ama.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.