F.Bahçe rahat
180 dakika maç seyretmek ve dikkat etmek zor bir zanaat.
Ekranlardan birinde İngiltere'den de maç var. Diğerinde yine ligimizden maçlar var. Dön baba dön, görüntü izliyoruz. Allah'tan bazı maçlar ağır çekim gibi oynanıyor da bizi zorlamıyor. Mesela Beşiktaş- Kayserispor maçı. Öyle bir maç ki yani antrenman maçı gibi. Yorumunu yapmaya gerek yok. Bir tek cümle ile müsabakayı anlatabilirsiniz.
Bu cümle de şu; Beşiktaş sadece kazandı. Zaten onun için de seyirci çıkarken memnuniyetsizliğini tribünden sahalara iletmiş.
H H H
Gelelim ikinci maça; Fenerbahçe rahat rahat oynuyor. Alanya'nın tepki gösterecek hali yok. İlk 45 dakika boyunca Fenerbahçe kalesinde bir tehlike var; bir ters top, o da arkadaşından geliyor. Fenerbahçe kalecisinin İyi bir refleksi ve topu çıkarıyor. Bu toplar kaleciler için çok zordur. İlk yarının sonunda İrfan Can'ın güzel bir golü var. Hareketleri çok güzel ama bir ofsayt pozisyonu var; tuhaf bir pozisyon, zaten bir türlü çizgiyi çizemediler. Onu da tam çizdiler mi bilemiyorum. İki futbolcunun da ayakkabıları aynı renk, günahları boynuna.
Alanyaspor bir türlü Fenerbahçe'ye refleks tepki gösteremedi. Alanya teknik direktörü, hiç gereksiz yere teknik alanı ihlal etti ve tuttuğu topu rakibine vermedi, arkasında sakladı.
Hakem de cebinde sakladığı kırmızı kartı teknik direktörün gözüne yapıştırdı. Aslında teknik adamın bir de sarısı vardı ama hakem ona bile ihtiyaç duymadı. Bence doğrusunu yaptı.
H H H
Maalesef, liglere verilen milli aralardan sonra kaliteli futbol seyredemiyoruz. Hep aynı hikaye:
'Milli maç arası var, kendimize gelip daha iyi olacağız.' Ara bitiyor, 'Yeni aradan geldik, milli takımlara çok futbolcumuz gitti, bir iki haftaya toparlanırız.' Zaten iki hafta sonra bir milli ara daha var... 'O maçtan sonra ideal şeklimizi alacağız' diye başlarlar. Hep aynı hikaye ama seyirci futboldan zevk almıyor.
Keçiboynuzu gibi. İki kilosunu kemir 10 gram tat kalır. Ama tabii, keçiboynuzunun da faydaları MUAZZAMDIR!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.