Yaralı Fener
Konyaspor, klasik futbolunu oynuyor... İyi pas yapıyorlar, yardımlaşıyorlar, sık sık da yer değiştirip rakip defansın dengesini bozmaya çalışıyorlar.
Fenerbahçe de kötü işler yapmıyor, güzel maç oluyor...
Nereye kadar; Valencia öyle bir iş yapıyor ki gereksiz... Rakip defansla dalaşıyor, rakip defans bunu itiyor o da ayak tabanını rakibin hayalarına doğru iteliyor. Hakem pozisyonu net takip ediyor, kamerada var.
Fenerbahçe'de oynayan bir futbolcu bu hareketi yapmaz ve takımı eksik bırakmaz.
Onun atılması Fenerbahçe'yi bozmuyor, Konya'yı bozuyor. Jesus olaya hakim oluyor, takımı defansa çekmiyor ileriye santrforunu koyuyor Konya ile kafa kafaya oynuyor. Bu sırada Konya kararsız, 'Gideyim mi top mu yapayım' diye.
Eksik kalırsan, Konya iyi top yapan takım olunca top almak için fazlaca enerji sarf eder. Konya Fenerbahçe'nin üzerine fazla gitmiyor. 'Yorayım sonra işimi bitireyim' diyor. Nereye kadar, Konya'dan atılan Adil'e kadar.
Sonra Konya kendine geliyor.
'Ben yine kafa kafaya oynayayım gol atayım' diyor... Nitekim atıyorlar.
İkiyi atacak fırsat da buluyorlar.
Fenerbahçe sahada çok kopuk.
Mesela bir frikik pozisyonu var. Eğer Fenerbahçe bu frikiği çalışmamızsa ve burada oynayan iki üst düzey oyuncu birbirine top atıp anlaşamamışlarsa daha takımın çok fırın ekmek yemesi lazım. Bunu da yapacak olan Jesus. Ama şu var sarılacivertliler dün büyük bir yara aldılar.
Çöldeki vaha
Önceki gün Trabzon-G.Saray, dün Konya-F.Bahçe'yi seyrettikten sonra Beşiktaş çöldeki vaha gibi oldu. İlk yarı gözlerimizin pası silindi.
Beşiktaş kadrosunun şu özelliği var; aynı tip futbolcu az... Birbirini tamamlayan futbolcular var.
Belki öyle milletin dediği gibi çilek filan yok. Hepsi var. Şeftali, üzüm, incir var... İyi harmanlanırsa ortaya lezzetli bir şey çıkıyor. Dün gördüğüm en önemli olay şu; bütün futbolcular pres yapıyor.
Hiç biri kaçak oynamıyor. 1-2-3 adam almayabilir ama bu presi yaparsan 4. adam alır.
Diğer takımlarda gördüğüm 'Arkadaşım girsin, seken topu ben alırım' diyorlar, biraz fazla uyanıklar. İlk yarı Beşiktaş bunu mükemmel yaptı. İkinci yarı 3-0'ın üzerine çok da fazla maça asılmadılar.
Beşiktaş'ta bir santrfor var müthiş...
Adam hem fizikli hem de kimyası iyi.
Zaten Weghorst çıkarken de bütün stat onun hakkını verdi. Bakınız yüksek ücretli transferlerle takım kurulmaz.
Takım sahada kendini yüzde yüz gösterecek ahlaklı, birbirine yardım eden futbolculardan kurulur. Yani takım olursan başarılı olursun.
Beşiktaş'ta bu ışık göründü. Umarım devam ederler biz de iyi maçlar izleriz.
Dün yayıncı kuruluşa abone olanlar da memnun oldu, tribüne gidenler de...
Herkesin gözünün pası silindi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.