Keşke böyle oynansa
İkincilik mücadelesinin düellosunda Fenerbahçe galip geldi. Kaliteli bir maç oldu. Seyir zevki yüksek bir maç oldu. İki takım da oyun sistemlerini birbirlerine kabul ettirmeye kalktılar. Konyaspor'da Yugoslav asıllı futbolcular var. Yani top teknikleri yüksek. Kötü de oynamıyorlar. Ayağa iyi top yapıyorlar, iyi çıkıyorlar. Fenerbahçe'de de iyi oyuncular var ama sarı-lacivertliler teknik adamdan dolayı bir türlü dikiş tutturamadılar. İsmail Kartal, Fenerbahçeli ve Fenerbahçe'yi iyi bilen bir teknik adam. Camiayı tanıyor çünkü orada futbol oynadı. Dün akşam şu gözüktü; İsmail Kartal'ın teknik adamlığını yaptığı Fenerbahçe takımı, sezon başına göre bayağı farklı. Hep üstüne koyarak gidiyor. Bu, dün akşam net tescillendi. Konyaspor öne geçti; hatası skoru korumaya kalktı. İstanbul'da oynuyorsan ve buradan puanla çıkmak istiyorsan, 1 gol sana yetmez. En az iki tane atacaksın o zaman belki 1 puan alırsın, belki yenersin. Konyaspor'un bir avantajı daha vardı ama onu kullanamadı. O neydi? Hakem. Çünkü bu Halil Umut Meler; şu anda Türkiye'de en beğendiğim hakem. Ne görüyorsa onu çalıyor. Sakin, kendinden emin. Futbolcularla diyaloğu iyi. Kartlarını doğru yerlerde kullanıyor. Yani maçta hakemlik yapıyor. Böyle bir ortamda hakem, Konyaspor için avantajdı ama ondan Konyaspor faydalanamadı. Maçın 90 dakikasına baktığımızda; maçı hak eden kazandı. Konyaspor puanla çıkar mıydı, yener miydi? Yenerdi. Ama İstanbul'da Üç Büyükler'e karşı oynarken defansı ne kadar yaparsan yap, çok çabuk, etkili hücum edecek ve gol değil goller bulacaksın. 90 dakikası keyifli bir maç oldu. İki taraf da organize oynadılar. Üç ihtimalli bitebilirdi. Ama şu tarafı gözüktü; 90 dakika seyrederken keyif aldım. Keşke Türkiye'de bütün maçlar böyle oynansa. İki tarafa da hakeme de teşekkür etmek lazım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.